NE GÜZELSİN DÖRT YAŞ


-Çok şakacıyım ben değil mi anne? Önce gelmiycem dedim sonra geldim (Sabah yeni başlayan çizgifilmi bırakmak istemedi önce , ben çıkıyorum diyince de koşa koşa geldi)

-Başka marketlerde brokoli bitmiş olabilir ,o zaman Midtown'a gidebiliriz almak için (Büyük alışveriş olarak avmyi tarif etmeye çalışıyormuş , okul yolunda görünce neden gitmediğimizi sordu. Ordan alacak bişeyimiz yok diyince böyle dedi)

-Neden beni okulda yalnız bırakıp gittin? ( Gece uyanıp bunu sordu, ühü ühü ühü)

-...değil mi? (  Her cümlesinin sonunda mutlaka)

-Uyumana izin verdiğim için çok mutlusun değil mi?

-Eren, seni seviyorum (Kulağına  fısıldayarak)

-Çatingtın mı? Çok saçma bir isim. (Chuggington trenler çizgi filminin jenerik şarkısını söylerken)

- Hayır anne çünkü biz Max'la ayrıldık .(Okul keyifli miydi soruma cevap olarak)

-Sen bana bağırırsan ben de sana kızarım , olacağı bu! ( Aynen bu cümleyi kurdu)

-Beni mutlu edecek bişey yapar mısın anne? Kalbim buruşmuş çünkü (Burulmuş demek istiyor galiba).

-İsimleri hatırlayamıyor. Beyza'ya Ceyla diyor mesela.

Bir haftadır çok uyumlu , neşeli. Birkaç gün önce istediği markete gitmeyip bir sonrakinde durdum diye market içinde yarım saat son ses ağladı. Gelen giden hayretle beni izledi . Sabırla bekledim. Baktım olmayacak karga tulumba arabaya götürdüm. Bir-iki gün sonra ''Ağlamak güzeldir'' demiştim başka bir vesileyle , ''Markette o yüzden ağladım zaten'' dedi.

Erkekler ağlamaz sonucu çıkarabileceği hiçbir cümle kurmamaya çalışıyorum. Duygularını ifade edebilsin istiyorum küçükken de büyüyünce de. Umarım doğru yapıyorumdur. Üç yaşına kadar neredeyse hiç ağlamadı Emre. Kendisine zarar vermediği müddetçe her istediğini yaptı . Mesela:


Mikropludur diye çok tedirgin olan, çocuğunu hastaneye getirmeyen anne arkadaşlarım var. Biz öyle değiliz.



matkap elinde 1 yaşından beri


Sabah 6 civarı. Alt komşumdan helallik almalıydım.

Hijyen mi? O da ne?


bagaja koydurmamış ilk aldığımızda bisikletini


hala çok seviyor mutfak işlerini

evimiz kirlenir tasası yok görüldüğü üzere

Üç yıl içindeki ağlama açığını bu yıl kapatıyor sanırım. Genellikle  uykusunun eksik olduğu günlerde herhangi bir nedenden ağlamaya başlayıp uzunca bir süre ağlıyor. Ve ben buna dayanabiliyorum! Ağlamasın diye her dediğini yapsam bile mutlaka bişey bulup gözyaşlarını akıtacağını sayısız tecrübeyle öğrenmiş bulunuyorum .

Pedagoğumuzun söylediği çok güzel bir şey var. Özellikle okuldan çıktığında olmayacak şeyler için tutturduğunu anlatmıştım .''Sınırlarını görmek istiyor. Sınırlarının duvarlarına dayanmak istiyor, siz her istediğini yaparak o duvarı esnettikçe esnetiyorsunuz ,o da çarpmak için zorladıkça zorluyor''

Deneyerek , yanılarak, gülerek ve ağlayarak geçirdiğimiz neredeyse dört yıl oldu. Onlarca kitap okudum kiminin çok faydasını gördüm , kimini anında gözardı ettim.


Bu iki kitapla ise ağlamanın bir ihtiyaç olduğunu , engellenmemesi ve ertelenmemesi gerektiğini  iyice anladım. Bir de neyi anladım biliyor musunuz?

Her çocuğun ebeveynine kendi kitabını yazdırdığını:)

Not: Tam bir yıl önce yazdığım yazı:

 http://aydinlikyuz.blogspot.com.tr/2013/03/tunel-ve-isik-meselesi.html

Etiketler: ,