BU ARALAR HAYAT


-Emre'yi okula götürdüğümde bana sorunsuzca bay bay diyor ve el sallıyorsa çok mutlu hissediyorum.  Arabanın radyosunda neşeli bir şarkı bulup ( Nazan Öncel ve Tarkan'ın yaz bombası -hadi o zaman-  favorim) eşlik ede ede, omuz titrete titrete işe geliyorum.  Bu sabah Burcu (Emre'nin deyişiyle Borcu) öğretmenle attığı kahkahaları duyunca hele, abovvv ,mutluluktan uçasım geldi.

-Erencikcik'imiz hızla büyüyor. Dün koltukta otururken bıraktım, mutfağa gittim, döndüğümde ayağa kalkmış perdenin ipiyle oynuyordu! Tam olarak oturuyor, tırtıl gibi kıvrıla kıvrıla ilerliyor. Mama sandalyesinde otururken masa örtüsünü çekiyor, kaşık çatala uzanıyor. Yürüteçle abisinin peşinde geziyor. Velhasılı kelam mutluluğun resmini yapıyor bize küçük adam. Geçen sene bu vakitler karnımda olduğuna inanamıyorum. Yaşam, hele bir bebek geldiyse hayatınıza , gerçekten her anıyla bir mucize. Şükürler olsun.

-Ev işleri çığırından çıkmış durumda. İstisnasız her çekmece ve dolapta kaos hüküm sürüyor. Yazlıklar, kışlıklar, küçülenler, eskiyenler, birilerine verilecekler ..Toplamak mümkün değil. Yıkananlar ve ütülenecekler giysi tepeleri halinde buldukları her boşluğu işgal ediyor.Evdeki tek bazanın altı ve küçük depo odası hıncahınç dolu. .   Bazen afakanlar basıyor,  hepsini atmak istiyorum. Kutular, Eren'i hamağı, salıncağı, oyun halısı, küveti.. Emre'nin durmaksızın büyüyen oyuncak dağları..Hiç kullanmadığım ikea karyolaya ek olarak aldığım park yatak. İMDAT!!!

- İyiden iyiye ebeveyn moduna geçtik biz. Öyle hayran hayran çocuklarımıza bakıyor, her fırsatta öpüp kokluyoruz. Nerede uyuduğumuzun belli olmadığı bu yaşam tarzı içinde ''Üçüncüyü düşünüyor musunuz'' sorusuna nedense ''hayır'' demiyoruz.

-Kıymetli arkadaşım, ayın diğer yüzü Baharcan'ın müptelası olduğu bir blog varmış, Kafe Fernando. Blogun yazarı Cenk Sönmezsoy yeme içme aleminde fenomen olmuş, uluslararası ödüller kazanmış gençten bir arkadaş. Benim bu taraklarda bezim yok ama blog kelimenin tam anlamıyla baştan çıkarıcı! Cenk bey yaptığı yemekler ,pastalar,kurabiyeler  çektiği fotoğraflar ve kaleminin kuvvetiyle dört yıllık tüm blog arşivini okumamı sağlayacak gibi görünüyor. İnsanın tutkuyla yaptığı bir işi olduğunda nasıl ışıldayacağını haykırıyor bu blog. Kesinlikle ilham verici.

-Bol miktarda kitabım var bu ara okuyacak. Öfke DansıYavaş Ebeveynlikİyi Uykular Tatlı Rüyalar elimin altında olanlar. Ebeveyn kitaplarından sıkıldıkça polisiye okumaya dönüyorum. Kızım İçin Son Kez isimli roman bu türde okuduğum son kitaplardan biri. Çok başarılı bir kurgu ile, merakla okutuyor kendini. Ne gariptir ki bir zamanlar ''Alışveriş listesi yazsa okurum'' dediğim Elif Şafak'ın son kitabı Ustam ve Ben'i okuyamadım bir türlü. Dostluğumuzun yıllanmasından büyük sevinç duyduğum arkadaşlarımdan Erdal'ın bana hediye ettiği Saraydan Sürgüne 'yi birkaç günde okudum ve uzun süre etkisinden kurtulamadım. Bu kitap hakkında bir yazı yazacağım ilk fırsatta.

-Bodrum'da yaşamak çok güzel. Dün Torba tarafına gittik. Nasıl güzel koylar, nasıl tatlı manzaralarla karşılaştık,  tarifi zor. Bütün hoyrat müteahhitlere, gözünü toprak doyurasıca inşaatçılara, talancılara rağmen bu ülke hala güzelliklerle dolu.

-Ramazan arefesi yarın. Yazın en uzun ve en sıcak günlerinde oruç tutmak benim için imkansıza yakın olsa da on bir ayın sultanına kavuştuğumuz için mutluyum. Bu ayda aç insan kalmıyor hiç. Geleneklerimiz sağolsun zengin fakiri hatırlıyor. Sadaka, fitre, zekat derken pek çok ihtiyaç sahibine el uzatılıyor. Biz de sevgili kızımız Lale'ye iyi bir tekerlekli sandalye almaya niyet ediyoruz. Umuyorum ki olacak bu bereketli ay içerisinde.

Bizden haberler böyle bu aralar. Kalın sağlıcakla.

Etiketler: , ,