Çatlayan Tohumlar Adına


Yeni okuduğum Fi'nin ardından derin düşüncelere daldım sevgili günlük. Hatta dün gece çocuklar uyurken beşte uyandım. Bir daha da uyuyamadım. Yine Leyla'yım bugün.

Kitap diyor ki her insan bir tohumdur ve bir şey olmak üzere yaratılmıştır. Yaşamını gündelik telaşların istilasından arındırabilenler farkeder sadece potansiyelini. Çok doğru. Ah bu gündelik telaşlar. Duyguların büyüsünü yok edip posasını bırakan ve betona çarpan bir vücut gibi gerçekliğe çarpmanızı sağlayan bir sürü gereksiz ayrıntı..Temizlemesi, toplaması dert koca evler için yıllarca ödenen krediler, alırken pek ışıltılı görünen ,eve gelince dolaplarda yer işgal etmekten başka işe yaramayan tonlarca giysi, ayakkabı, aksesuar, ayağa dolanan oyuncak yığınları, her ay kredi kartı ekstresini şişiren toksik, endüstriyel gıdalar ve tüm bunlar için yaşayacağın tek ömrü sekiz-altı çalıştığın bir işle heba etmek.


Çatlama cesaretini gösteren tohum filize dönüşür ancak ve o artık bir tohum değildir. Tohum olduğunda sahip olduğu şeyleri kaybetmiştir. Sıcak, karanlık yuvasını mesela. Toprağın altındaki korunaklı evini. Filiz olmak, büyümek, ağaca dönüşmek, meyve vermek uzun ve zahmetli bir yoldur. Bin tohumdan dokuz yüz doksan dokuzu karanlık yuvasını tercih eder korkudan ve çürür gider. Ölçerken, tartarken, ya şöyle olursa ya böyle olursa derken sonuna geliverir ömür denen yolun. Hele ki bizimki gibi az gelişmiş topraklarda, toplumun alabildiğine yüceltildiği, bireyin yok sayıldığı, bireysel her hareketin tek kaşı havada çok bilmişlerce hor görüldüğü, doğan her çocuğun ilk günden tek tipleştirilmesi için  resmi kurumların yasalarla, cezalarla; gayrı resmi kurumların sevgi, saygı ve ahlak ikiyüzlülüğü ile canla başla çalıştığı coğrafyalarda çatlama cesareti göstermek bildiğin zır delililiktir.

Sürünün azıcık dışında kalan herkes mesela şişmanlar, mesela engelliler, mesela LGBT'ler, mesela hiperaktif ya da dislektik çocuklar görmezden gelinir. Ortalıkta dolaşmasın istenir. Okullarda olmasın istenir. Doğan her bebek okula gitsin, askerlik yapsın, evlensin, çocuk doğursun, ölsün istenir. Başka bir yol seçenler lanetlenir.

''Best of Elif ''in bir numarası Üç Aynalı Kırk Oda'nın son hikayesindeki Ali'nin dediği gibi:

''Bu topraklarda yarılmadan kendin olmak mümkün değildir''

Etiketler: