Limon Gümüşlük, 2015


Bodrum'da gitmeyi en sevdiğim yerlerde ilk üçtedir Limon. Hatta daha Bodrum denen yeri sadece magazinlerden bilirken ve Emre'ye yeni hamileyken geldiğimizde ısrarla gitmek istemiştim Limon'a. Eşimle bir güzel kavga etmiştik, hey gidi günler hey..

Aradan 6 yıl geçti neredeyse. Limon hala yerinde, hala popüler. Üstelik sevgili arkadaşım Mehtap'ı da kadrosuna kattı.

Cumartesi sabah (9 mayıs), düğünümüzden sonra ilk kez profesyonel bir fotoğrafçı ile aile çekimi yaptık.Tanıdığımız biri olmasına rağmen stresli oldu.  Bir valiz kıyafetle gittik. Eren uykusuzdu, Emre böyle durumlarda zaten gergin olur, eşim desen nefret eder. ''Eeee ne alaka o zaman'' derseniz, kararlıyım kardeşim, duvarıma asacak iki tane doğru düzgün resim istiyorum. Baktıkça içimi aydınlatacak, ''vay be, biz neymişiz'' dedirtecek resimler hem de. Hay huy içinde, koştura koştura geçerken hayat geriye bir tek resimler kalıyor. Bakıp bakıp gülümseyecek veya hüzünlenecek. Her defasında yeni ayrıntılar fark edilecek. Çekim üç saatten fazla sürdü. Emre çabucak sıkılıp arızaya bağladı. Bakıcının evde olması ve Eren'in uyku saati olması nedeniyle onu bırakıp Limon'a doğru yola koyulduk.

Gerisini resimler anlatsın..



















Bu harika kahvaltıya 50 lira ödedik (iki kişilik). Az ama öz; zeytinin peynirin, reçelin, lorun tadının nefis olduğu güzel bir kahvaltı yaptık. Poğaçalar ve muhammara (ezme gibi ama daha krema kıvamında) Mehtap'ın ellerinden, reçeller kendi yapımları, domates, salatalık, biber hakiki bahçeden, Biz reçel yiyemiyoruz, o nedenle söğüş tabağımız duble geldi. Sezon henüz açılmadığından kimsecikler yoktu, doya doya yayıldık. Üşüdük, şallara sarıldık.

Şiddetle tavsiye ediyorum.

Not: Emre'nin 5. yaş partisi yarın olsa da gerçek doğum gününde yani 12 mayısta Bodrum'un en özel kafesinde minik bir kutlama yaptık üçümüz.


yeni kitaplarımız, ikisi de süper

Etiketler: ,