Bu Aralar Hayat; Kaos ve Datça


Yağmur..Ohh, nasıl iyi geldi..


Sevgili Günlük,

Bu aralar kafam, kalbim karmakarışık. Genelde öyle diyeceksin, haklısın. Çocuklar küçük, bizler kararsız ve ertelemeci olunca her gün aynı sıkıntılı düşüncelerle uyanıp yine aynı soru işaretleri ile uyuyorum. Başlıklar hep aynı; bakıcı doğum iznine ayrılınca ne olacak, Eren'in kreşe başlamasını geciktirsem mi, evi nasıl toparlayacağım, Emre'yi Nicola'ya götürsem mi, haftada iki gün yoga fazla mı vb.

Vallahi günlük ben pek hayat insanı değilim özetle. Yine de iki çocuk ve bir aile sahibi olarak epey cesurca davranmışım. Şimdi bu kocaman,  eski ev, iki çocuğun getirilmesi götürülmesi, okullara adapte edilmesi, bakıcılarla iletişim filan iyi idare ediyorum.

Şöyle bir ay iznim olsa, bolca da param, evimi biraz toparlasam, banyolar ve mutfağı yenilesem, herşeye bir yer bulsam, Kondo'yu baştan sona bir daha okusam, iyice de bir dinlensem..

Bir haftadır Bodrum'da sonbahar var. Şükürler olsun. Çok çok sıcak bir yaz oldu. İşe gitmesek nasıl dayanırdım bilmem. İşe gidince de aklım bakıcımızda kaldı. Kadıncağız hamile, o sıcaklarda evde iki çocukla iyi idare etti sağolsun.

Önümüzdeki pazartesi ayrılıyor, haftasonu annemler geliyor. Yine yeni bir dönem başlıyor bizim evde. Beni gerecek bir dönem..

17-26 eylül arasında eşimin kızkardeşi bizdeydi, eşi ve altı aylık bebeği ile. Bebek tam bir melek bebekti, ilk kez bu kadar rahat-zahmetsiz bir çocuk gördüm. Nerdeyse sürekli uyuyan, gülücükler saçan minnoşu hayretle izledim. Bir günlüğüne Datça'ya kaçtık. Etrafımızda gezecek o kadar çok yer var ki.İlk aklıma gelenler Datça, Dalyan, Fethiye, Kaş..Hiçbirini görmemiştik, neyse ki ataleti atabildik üstümüzden.




Bodrum'dan Datça'ya feribot var. Google'a yazınca çıkıyor, online bilet almanızı tavsiye ederim. Biz havaya güvenemedik ve sabaha bıraktık bilet alma işini. Hemen marinada Starbucks'a gelmeden feribot iskelesi var. Araç 120 lira. Sürücü dışındaki her yetişkin için ilave 20 lira ödüyorsunuz. 6 yaş ve altı ücretsiz. Toplam 140 tl ödedik ve 1.5 saatlik yola koyulduk. Feribotun kapalı kısmı en fazla 25-30 kişi alır, açık alanda epeyce rüzgar var. Tedbirli giyinmek lazım.

Dokuz buçukta feribot kalkıyor ama inmesi, merkeze ulaşması onbir buçuğu buluyor. Biz pek program yapmadan gittik, kahvaltı için Cafe Inn isminde bir yer buldum. Şansımıza harika bir yerdeymiş. Kumluk plajında, çocuklar tamamen kum sahilde takılırken onları izlediğiniz, araç geçmeyen bir yer. Kahvaltıyı da beğendik. Omlet, börekler, peynir lezzetli, fiyatlar gayet uygundu.

Denize girmemiz için Kargı koyunu önerdi servis yapan bey ancak tamamen çakıllı plajı bize hiç uymadı ve geri dönüp aynı yerden denize girdik.



Sonraki durak eski Datça idi. Minicik bir köy. Eski evler restore edilip atölyelere, el sanatları merkezine dönüştürülmüş. Eski Datça Evleri otelin kafesi canlı görünüyordu, daldık oraya. Hoşsohbet sahibine sorular sorduk, dinlendik, kahve-browni keyfi yaptık.

Eski Datça Evleri otel

Kumluk plajında Kekik Restoran
Kumluk plajında Kekik Restoran

Ben Serdar'dan çok duyduğum Fevzi'nin Yeri'ni planlamıştım akşam yemeği için fakat aynı yolu geri dönmek işimize gelmedi. Marmaris yolu kenarındaki Mavi Pide'de harika bir yemek yiyip arabayla döndük evimize.

Datça'nın sakin havasını, telaşsız ortamını çok sevdim. Bodrum'dan sonra küçük bir kasabaya gitmişiz gibi hissettim. İlk fırsatta tekrar gideceğim fakat sıradaki rota Dalyan.

Sonuç: Ege ÇOK GÜZEL VE YAŞANASI BİR COĞRAFYA :)



Etiketler: , ,