Smokin Giymiş Yakışıklı Adamlar, Her Daim Fönlü Makyajlı Kızlar

kara sevda dizi yorumum

İnternette dolanan haber doğru ise dizi ihracatında ikinciymişiz Amerika'nın ardından. Muhteşem oyunculuklar, dudak uçuklatan senaryolar , diyaloglar, müziklerle neredeyse her bir bölümü bir sinema seansına dönüşmüş Amerikan dizileriyle bizim dizilerimiz nasıl aynı cümle içinde kullanılıyor? Atayizler bunu da açıklasın!

On beş gündür evimizde Türk dizileri izleniyor. Kara Sevda, Yüksek Sosyete, Cesur ve Güzel, Anne isimli dizilere biraz aşinalık kazandım. Görselleri de internetten buldum. Bizim dizilerde konu yok. Diyalog yazabilen yok. Bunların yerine acayip bir müzik olayı var. Karakter bir cümle söyleyecek mesela, birden arka planda tuhaf şekilde kemanlar filan yüksek perdeden çalmaya başlıyor ve bir şey oluyor sanıyorsunuz. Oysa hiç bir şey olmuyor. Anne isimli dizide gördüm fakir-fukara bir çift var. Diğer dizlerde herkes çok zengin, köşklerde, rezidanslarda yaşıyor, ciplerle geziyor, bulaşık-çamaşır- mutfak kelimeleri kuantum fiziği kadar uzak. Buyrunuz bazı görseller:

kara sevda dizi yorumum

Evet çünkü erkeklerimiz hep smokinli, kadınlarımız hep incecik topuklu, yüksek ayakkabılar, tuvaletler, yapılı saçlar içinde ve hep dans ediyoruz.  Hepimiz 34 bedeniz, doğum yaptık ama göbeğimiz bile yok. Tango,vals her Türk insanı için vazgeçilmez zaten.


Tek işimiz gündüz vakti pullu ceketimi nasıl bir kombinle giysem?

cesur ve güzel dizi yorumum

Efendim, burda bir virgül koyuyorum çünkü cesur ve güzel diğerlerine göre senaryo açısından bir tık yukarda. Bir de itiraf etmek zorundayım ki Kıvanç Tatlıtuğ'u izlemek bir keyif. Zengin ve düşman aile çocukları aşık olunca ne olur temasından başka konu mu yoktu ey Ece Yörenç? Yazın şu adama Ezel'deki Sekiz gibi bir psikopat rolü de mest olalım diycem ama Dubai'deki adam ne yapsın psikopatı? Şu gövdeye, saçlara, duruşa bakın. Bilemiyorum, burada kessem iyi olacak.


Jön deyince neredeyse Kadir İnanır'ın gençliği kadar yakışıklı bir adam da Burak Özçivit fakat konu öyle tırt, senaryo öyle berbat ki adam sanki şiir okuyor ruhsuz ruhsuz.


Kucağında bebek olan bir anneye en son benzeyecek görüntü bu. Porselen makyaj, bembeyaz göğüs dekolteli bluz..Kucağında bir kedi tutsa daha inandırıcı olur. Üstelik çocuk kocasından değil sevgilisinden galiba. İstisnasız her dizide kadınların çocuk doğurması, bu çocukların başkasından olması gibi mevzular var ve Arap ülkeleri bayılıyor bizim dizilerimize. Hımmm??

Acaba, şöyle bir durum mu var; günlük hayatlarımız o kadar sıkıcı, yorucu ve tatsız ki akşam yemeğinin üstüne 2 saat boyunca hayallere dalmak Burak'ın, Kıvanç'ın, Sühan'ın ve Nihal'in yerine kendimizi koymak, o güzel evlere, arabalara , eşyalara, kıyafetlere en azından bakmak bile (Alıcı değil bakıcıyım durumu) iyi mi geliyor ruhumuza? Bilemedim..


Annesi-babası ile oturan, her akşam bu mükemmel yapımları izleyen değerli arkadaşlarıma bol bol sabır diliyorum. Sherlock, Black Mirror ve True Dedective izleyerek zararlı etkiyi tersine çevirebilirsiniz kardeşlerim. Kolay gelsin. İşiniz zor.


Etiketler: ,