Ah Minel Aşk..




Yeni evli  bir çift geliyor gözümün önüne.  Hani olur ya gözün başka hiçbir şey görmez. Varsa yoksa o. Adam sırf kadına sarılmak, öpmek için hızlı adımlarla koşturarak yürüyor tek katlı, bahçe içindeki eve doğru. Gün içinde hep kadını düşünmüş; tenini, kokusunu, sıcaklığını hayal etmiş. Nihayet akşam olmuş,



Kadının da gözü yolda. Gencecik, uzun siyah saçlı, kara gözlü, uzun boylu . Saate bakmış akşama kadar. Kocasının sevdiği yemekleri pişirmiş, cam önündeki menekşelere su vermiş diplerinden, erkeğinin gömleklerini ütülerken eline alıp öpmüş, koklamış, yatak çarşaflarını değiştirmiş, bahçedeki sarı kasımpatılardan toplayıp boş bir kavanoza doldurmuş. Kocasına atkı örüyor yaklaşan kış için, işini bitirince almış örgüsünü, toplayıp bacaklarını altına, pencere önündeki divana yerleşmiş.

Yediye yirmi kala çıkmış bahçeye, kapıyı süpürmüş, iş çıkarmış kendine. Yandaki gecekondunun kıskanç hanımı seslenmiş büyük kızına, ''Saat geldi ya, çıktı yine kapıya '. Kendisiymiş oysa, çok değil on yıl önce, bekleyen kapı önünde. Geçim sıkıntısı, çocuklar, hastalıklar derken geriye bir tek bu tüketici haset duygusu kalmış insaniyet namına.

Uzaktan görünmüş adam, kadın tülbentini düzeltmiş, gözleriyle sarılmış kocasına, elinden poşetlerini alıp,''hoş geldin'' demiş. İçeri girip, kapıyı kapatır kapatmaz almış adam kadını kollarının arasına. Ocak başında kedi gibi mırıldanmış kadın mutluluktan.

Yemek, ekmek kimin umrunda. O kadar genç ,o kadar sevdalılar ki samanlığı seyran etmişler çoktan.

Sonrası o baygın baş dönmesi, o tatlı yorgunluk, o ölüp ölüp dirilmek...

18.45

En geç yediye çeyrek kala evdeyim
Ben gelene kadar bütün üzüntülerinden kurtulmalısın
Borcumuz varmış, derdimiz varmış düşünme
Ümitsizlik fakirlerin harcı değil

Saksının yerini değiştir
Göreceksin daha güzel olacak
Aç pencereyi odamız havalansın
Sonra mutlu geceleri düşün sabahları değil

Gelir gelmez sarıl boynuma, öp beni
Geçsin bütün yorgunluğum dudaklarında
Doldursun yatakları aşkımız
Biz de insanız elbet Tanrı Değil.

22.30

Seni bir güzel öpmeliyim önce
Dudaklarımın nelere kaadir olduğunu anlamalısın
Sonra sen istemelisin yatağı
O baygın başdönmesini
O tatlı yorgunluğu
O ölüp ölüp yeniden var olmayı

Yatağımız büyük olmalı büyük
Bir odayı doldurmalı kucaklaşmamız
Kırmızı ışığı sevmem
yeşil bir ampul yanmalı abajurda
Dışarısı alabildiğine karanlık olmalı
Senin mutlu aydınlığına inat
Ve ben sabahın ilk ışıkları altında
Seni bir kere daha sevmeliyim.

7.15

Beni 7.15 de uyandır
Akşamdan kur saati uyuyup kalmayalım
Zamanlar içinde en güzel sabah çayı
Sonra giyinip traş olmalıyım

Artık ayrılmalıyız, üzülme
Göreceksin akşam çabuk olacak
Haydi gülümseyerek uğurla beni
Son otobüse yetişmeliyim.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Etiketler: ,