EREN 5 AYLIK ve BAĞZI ŞEYLER


Kara kuzum büyüyor. Boy-kilosunu bilmiyorum, takip meraklısı olmadık hiç. Emiyor ,gerektiği kadar da büyüyordur herhalde..Çok kısa bir süre sonra sağından soluna dönecek. Tam olmasa da eşyaları tutuyor, ağzına götürüyor. Gaz sıkıntısı yok ama uykuları bölük pörçük. Sadece bir gün izin kullanan bakıcısı sayesinde ''uyutma'' kabusunu sık yaşamıyorum.Bir ay önce kesintisiz dört bazen beş saat uyurken bugünlerde iki saati geçmiyor geceleri uykusu. Emre'ye göre daha iyi tolere ediyorum uykusuzluğu sanki. Uyku eğitimi denen olay hala beni dehşete düşürse de bebeğimin iyiliği ve huzuru için kendi kendine uyumayı öğrenmek zorunda olduğunu biliyorum. Eren'e hamileliğim boyunca ''Uyumayı öğrenmeli'' demiş de olsam, ilk haftalarında ''Beş-altı aylık olana kadar rahatım ,eğitim filan vermem'' diye içimi serin tutmuş da olsam hala deli gibi korkuyorum. Fırsat bulursam mutlaka  pedagog Aysun Bal'la görüşeceğin mart başında. Umarım faydası olur.

Birkaç güne taşınacağız. Uyurgezer olarak geçirdiğim gecelerde kafamda dönen tilkilerin sayısını artık bilmiyorum. Nakliyeci, ikinci elci ,perdeci ,şömineci, marangoz derken yerde miyim gökte miyim bilmiyorum. Emre de keyifsiz ve üç gündür evde ama ben onu kreşten almaya gidecektim neredeyse dün:)



Sekiz yıllık evlilik yaşantımızda altıncı kez ev taşıyacağız. En küçük teyzem  memur eşidir ve hiç unutmam bir keresinde ''Evlenirken iğneden ipliğe herşeyinizi alın, sonradan asla tamamlanmıyor '' demişti. Ne demek istediğini son birkaç senedir anlıyorum. Altı sene süren öğrenci evi stilinde yaşıyoruz hala. Aynı evde oturma süresi iki yılı geçmemişken hiçbir mekanı kendimize ait kılamıyoruz. Belki bu evde yerleşik oluruz artık kim bilir? Salonum kahve-turkuaz mı olsun ,yoksa kırmızı-yeşil mi diye bu kadar kafa yormam boşuna olmamış olur o zaman:)

Etiketler: , ,