Arkadaşlık Üzerine

Çat kapı arkadaşlık seviyorum ben. Randevularla, günler öncesinden yapılan planlarla gerçekleşen buluşmalarda sıklıkla mutlu olmuyorum. İstiyorum ki arkadaş dediğim kişiye ''Hadi şunu yapalım'' dediğimde hemen ''tamam'' desin, kem küm etmesin, evime gelsin haber vermeden ya da ben geçerken öylesine uğrayıvereyim. Sabahın köründe pijamalarla sabah kahvesine gideyim. Çok sevdiğim yeni bir kitap bulduğumda heyecanla onu arayayım, iki saat bile kalamayacağım düğünlerde giyeceğim elbiseye veya çocuğun üç-beş ay kullanacağı zamazingolara bir avuç para ödemeyeyim, arkadaşımdan ödünç alayım. Bir derdim olduğunda, yüzüm asıldığında önemseneyim, merak edileyim. Çok mu şey istiyorum? 







Çat kapı arkadaşlık seviyorum ben. Randevularla, günler öncesinden yapılan planlarla gerçekleşen buluşmalarda sıklıkla mutlu olmuyorum. İstiyorum ki arkadaş dediğim kişiye ''Hadi şunu yapalım'' dediğimde hemen ''tamam'' desin, kem küm etmesin, evime gelsin haber vermeden ya da ben geçerken öylesine uğrayıvereyim. Sabahın köründe pijamalarla sabah kahvesine gideyim. Çok sevdiğim yeni bir kitap bulduğumda heyecanla onu arayayım, iki saat bile kalamayacağım düğünlerde giyeceğim elbiseye veya çocuğun üç-beş ay kullanacağı zamazingolara bir avuç para ödemeyeyim, arkadaşımdan ödünç alayım. Bir derdim olduğunda, yüzüm asıldığında önemseneyim, merak edileyim. Çok mu şey istiyorum? 

Adam Fawer'in biraz karmaşık bulduğum kitabı ''Empati'' yi birkaç kez okudum. Hala kimin kim olduğunu tam anlamış değilim. Kitaptan anladığım kadarıyla yeryüzünde empat denilen insanlar yaşıyor. Bu insanların beyinlerinde ayna nöron denilen farklı hücreler var ve beş duyunun sınırlarını aşmış durumdalar. Müziği renk olarak da algılıyorlar örneğin veya dokundukları kişinin duygularını koku olarak duyuyorlar . Bu insanlar toplum içinde mutlaka dikkat çekiyorlar, genellikle kitleleri peşinden sürükleyen önderler, milyonları etkileyen hatipler oluyorlar.

Bir grup empat ise insanlarda tam tersi etki yapıyor. Negatif duyguları çoğaltarak iade ediyor muhatabına. Pek sevilmiyor , arkadaş edinemiyor bu nedenle. Yanında iken sıkıntımızın arttığı insanlar oluyor bu negatif empatlar. Ben empat değilim elbette ama yıllar içinde farkediyorum ki negatif duyguları açığa çıkarma etkisi bende de var. Olumsuz bir dilim var benim ,ne yazık ki öyle. Bir insanla yüzeysel takılabilmem için önce derin mevzularda ortak hissettiğimizi bilmem gerekiyor. Çabuk kırılıyorum, alınıyorum ve olumsuz duygularımı ifade edemiyorum. Önemsenmediğimi düşündüğümde içimde bir yer vazgeçiyor arkadaşlıktan, sonra ne kadar istesem de olmamış gibi davranamıyorum. Sözün özü ben iyi arkadaşlık yapamıyorum. Yalnızlık çekmem biraz da bu yüzden. Birinin bana değer verdiğini zannettiğimde o kişiye acayip bir zaafım oluyor. Gel deyince geliyor, git diyince gidiyorum. Vaktim yok diye bir mazeretim olmuyor, illa ki buluyorum. Al sana üzerinde düşünülecek bir şey daha. Kendimi değersiz mi buluyorum acaba? Başkalarının beni değerli bulduğunu hissetmek neden bu kadar önemli? Yalnızlık korkusu belki de. Bu konu önemli benim için. Korktuğu başına geliyor insanın sahiden.



Bu yazı bir haftadan uzun süredir yapılan bir programın bana haber vermeden iptal edilmesi hatta yeni yapılan programın neşe içinde yanımda konuşulması üzerine yazılmıştır.

Etiketler: ,