Emre'nin Ağzından

abi kardeş , şoför olacaklar galiba

-Hani siz trafik cezası almıştınız ya anne, o zaman çok üzülmüştünüz di mi? Neyse, o günler artık geride kaldı. (Yanında hiç bahsi geçmedi)

-Onu oraya yabancılar mı koymuş anne? ( Eren'in damağına yapışan sticker'ı çıkartmaya uğraşan sağlık ocağı doktoru , ''Aft bu'' diyince ben ''Hayır doktor hanım, yabancı cisim o'' dedim. Bunun üzerine sordu bu soruyu, gözyaşları içinde. ''Eren ölecek mi anne?Ben onu çok seviyorum'' dedi bir de boncuk gözlüm. Ocaktan çıktıktan sonra, epey müddet kucağımda oturdum Emre ile, kaldırım kenarında.

-...yaparsanız olacağı bu. (Mesela bize bağırıyor, sonra da beni kızdırırsanız olacağı bu diyiveriyor.)


-Beni tamamen üzdün anne.

-Konuşmayın ne demek?? (Konuşmayın uyarısı üzerine hala konuşmamız üzerine söylendi )

- Bugün okulda güzel bir şey oldu mu Emre?
Evet, Atlas'ın annesi bize hamurlarla yamuk yumuk şekiller yaptı.

- Eşkenar dörtgen! (Max'ların Renault arabasının sembolünü tarif ederken ,iki tane üçgen vesaire şeklinde tarif etmeye çalışmam üzerine söyledi bunu, yaş dört buçuk. Röno diyemiyor da nöro diyor bu arada)

-Ben pilot olucam anne ama uçak pilotu değil merdiven arabası pilotu.

-Öyle sevimli şeyler söyleyemezsin. Hello, mello, tontiş diyemezsin.( Oyuncak almamam üzerine eve gidene kadar hatta tüm akşam ağladığı gün, eve ulaştığımızda Eren'e her akşam yaptığım sevgi tezahüratlarını yasakladı)

- Hadi söyle, söyle. (Sabah, okul yolunda bir konuşmamızın tam ortasında, radyoda çalan şarkıya eşlik etmem üzerine, izin verir gibi bir edayla söyledi bunu)

-Ama hayat böyle değil mi (Bakıcının ayrıldığı, çok karışık olduğum ve bir elemanla ilgili sorun yaşadığım 30 ekim gününün akşamı, yemek yaparken, eşime kısık sesle sorunlarımı anlatmaya çalışırken, kapıdan bize bakıp bu cümleyi söyledi)

Emre'den inciler, aklıma geldikçe yazmalıyım, mutlaka yazmalıyım bunları.

Etiketler: