DURGUNLUK..Bİ SOR BAKALIM NİYE?



2015 tatsız başladı malesef. Ocağın ilk günlerinde yakamıza yapışan öksürük Eren'i ve beni bırakmadı hala. Eren 2-3 gündür epey kötü. Burnu akıyor, öksürüğü pek fena, Öksürürken boğazı acıyor. Ateşi çok olmadı, günde bir kez çıkıyor genellikle. Hareketli, aktif, sıklıkla eski faaliyetlerine devam ediyor. Tıkandığında veya ateşi çıkacağı zaman kucak istiyor, yastığını gösteriyor hatta alt katı işaret ediyor. Halsizlikten başını kaldıramayıp omzumuza koyuyor. İlaçlarını tam olarak veremiyoruz. Eren'in direncinin yanında bizim ilaçsever olmamamız nedeniyle biraz da. Bütün bu ilaç çılgınlığının bakterileri iyice vücuda yerleştirip mütemadiyen çocukları hasta ettiğini, bağışıklık sisteminin gücünü azalttığını düşünüyorum. Umarım doğru yapıyoruzdur. Elini ayağını tutup zorla, ağlata ağlata ilaç içirmek benim gibi yufka yürekli bir anne için zaten çok zor.


Gece emzirmeme olayımız yalan oldu. Bir an önce bitse bu hastalık da düzenimize geri dönsek. Bodrum -1,-2 dereceyi gördü, sular dondu, olağan üstü bir hava var . Soğuk ve hastalık Bodrumlu olma fikrini sorgulatıyor bana bugünlerde. Evler hep yazlık olarak düşünülmüş. Kışa uygun değil. Isıtma sistemi çoğunlukla yok. Klimalarla ısınmak insana yetmiyor. Çoğu evde izolasyon yok.

Emre dün sabah kendisini çıldırtan şeyleri saydı:

1.Arabaya binmek
2. Kurallara uymak
3.Söz dinlemek
4.Eren

Bu sabah arabada şunları anlattı, babasının 2 gün önce Yatağana'a 1 günlük göreve gitmesinden ilham alarak sanırım:

''Baba, sen bazen başka hastalara bakmak için başka yerlere de gidebiliyorsun değil mi? Mesela İstanbul'a, İngiltere'ye, Fransa'ya, Morocco'ya, Mısırlara , Hindistancevizine..'' Canım oğlum, yaş dört buçuk. Hatta 4 ay sonra beş.

Dünya karmakarışık. Fransa'da bir mizah dergisini basan teröristler 12 kişiyi öldürdü, gündüz kalaşnikoflarla. Tabi din için yapıldı deniliyor ,yersen. İnternet çağında hala böyle kandırılıyor olmak ne acı. Avrupa'nın çok karışacağı yazılıp çiziliyor. Siyaset Gezi olaylarından beri hayatımdan çıkmış olsa da kaygılıyım. Sonumuz hayır olsun . Diyecek fazla bir şey yok. İlkemizin gündemini hele hiç takip edesim yok. Birileri her hafta olay çıkartacak, insanları gruplaştıracak , en tahrik edicisinden bir cümle söylüyor. Sazanlığa doymayan halkımız da hemen ikiye ayrılıp orda burda ağzından köpükler saça saça tartışıyor. Sonuç; tabi ki hiç.  Son haftalardan hatırladığım sazan yemlerini yazayım :

-Herkes Osmanlıca öğrenecek, istese de, istemese de.
-Annelik bir kadının tek kariyeridir.
-İşe gidip patronun kaprisini çeken kadın eve gelip kocasına isyan ediyor (tam olarak neydi bilmiyorum, bu benim mealim)
-3 çocuk yapana 1600 lira yardım
-Annelere kreş yardımı
-Sezaryen bir doğum şekli değildir...

Kim bilir daha neler var da hakikaten ilgilenemiyorum artık, sinirlerim kaldırmıyor.

Çocuklarım iyi olsun, sağlıklı ve mutlu olsun. Gözleri paradan ve iktidardan başka bir şey görmeyen bir avuç ihtiyar vampirin karınlarını her renkten her yaştan her dinden  çocuk ve gencin kanı ile doyurduğu  bu kara düzen sona ersin ...Görmezden gelmek değil bu , acılara şahit yazılmaktan yorgunum zira.

Etiketler: , ,