Sakin Ol ve Çay Demle Hacı


Serde annelik olmasa kolay sakin olmak. Kolaymış daha doğrusu. Çocuk sahibi olmadan da çok gerilirdim beklenmedik gelişmeler sebebiyle, anne olduktan sonra ise hayat gerilim filmi gibi diyebilirim. Çocuksuz insanların dertleri bana öyle manasız ve boş geliyor ki suratımda sahte bir tebessümle dinlemekten başka yapacak bir şey bulamıyorum. Spora gidemiyorlar, kitap okumaya vakitleri yok, canları sıkılıyor. Çok ama çok meşguller. Bi gidin Allah aşkına! Gidin başka yerde vızıldayın.

Güya yeni bakıcı başladı. Üç gün geldi, dördüncü gün dişim ağrıyor deyip gelmedi. Bugün geç geldi. Bakalım gidişat nasıl olacak. Ben şimdi 3 yaş altı çocuk kabul eden kreş arıyorum bir taraftan. Zira anne-baba desteği ile sürdürülecek bir iş değil bu çocuk bakımı. Eğer ailenin alt ya da üst katında oturmuyorsan tabi. Evin bizimki gibi dağ başında ise hiç değil.

Bu bakıcı mevzusu bir çok anneye saç-baş yoldurur. Güya herkes iş arıyor , ihtiyaç içinde ama gidip de bir fabrikada 10 saat kölelik yapmaya seve seve katlanan kişi iş çocuk bakmaya gelince sanırsın ki prenses Kate'in çocuklarına dadılık etmiş İngiliz mürebbiye ! Bir havalar bir afra-tafra. Paranla rezil olmak diye buna deniyor işte. Çok dertliyim çok. Galiba annelikte sağlıktan sonra en büyük dert bu, çocuğunu emanet edecek insan kıtlığı. O insanı bulduğunuzda yaşadığınız rahatlığın ise bedeli yok. Kuş gibi hafifliyorsunuz iyi bir bakıcı-yardımcı bulduysanız. Onun eve girdiği an sizin molanız başlıyor. Hafta sonu ise uykuya dönebiliyor,  hafta içi rahat rahat işe hazırlanıp ,makyajınızı yapabiliyorsunuz. Ortalığı toparlayabiliyorsunuz vs.

Her şey  geçiyor , çocuklar büyüyor çok şükür, sıkıntılar unutuluyor ama izi kalıyor mutlaka. İnanılmaz yorgunuz örneğin. Sürekli bir sonraki basamakta ne yapacağımızı, en basitinden Emre'yi okuldan kimin alacağını planlayarak geçiriyoruz zamanımızın çoğunu. Dinlenmek çok zorlaştı. Hatay seyahati tam bir ayımızı aldı götürdü. Eren'in para yutması, annemlerin burda olması, çocukların bırakın uyku düzenini yataklarının bile olmaması, bakıcı arayışı, iki bakıcı arasında karar veremediğimiz birkaç gün derken nisan geçti gitti.

Ha, unutmadan bir de ev arıyoruz bu hengamenin içinde. Düz ayak, bahçeli, merkezi noktada bir yer bulup kiraya çıkasımız var, kendi evimizi kiraya verip tabi. Teoride hoş duran bu plan pratikte o kadar akıllıca değil çünkü istediğimiz gibi bir ev 2500 lira ortalama. Aynı rakama kendi evimizi vermemiz zor, ayrıca nasıl olursa olsun kiralık bir eve depozito, emlakçı komisyonu ,taşınma masrafı derken epeyce bir para harcamak işime de gelmiyor. Ufak-tefek tadilatları saymadım daha.

Böyle tuhaf bir sarkaçta, umutla umutsuzluk arasında gidip geliyoruz. Sağlık olsun, gerisi boş ..ama iyi gelmiyor bu belirsizlik ve her an her şey olabilir duygusu.. Sonuç olarak:


Etiketler: