Tımarhaneden Selamlar

İlk kez ikisi birden, akşam 19:00 civarında uyudu, tarih 31.05.2015. Tabi ki Eren arabadan indirirken uyandı ama olsun. Şu resmi çekmek bile güzeldi.

Sabah 6:15..Eren paldır küldür odama girdi. Yatağa tırmandı ve emmeye koyuldu.  yarım saat boyunca, bir gözüm açık bir gözüm kapalı yatakta kalabildim.

07:00- 07:30 ..Babanın uyuduğu odaya girip onu büyük yatağa gönderdik. Eren katlanmış çamaşırları etrafa saçmaya, kitapları raftan çekip yerlere atmaya, azcık uzansam üstüme atlamaya devam etti. Biraz odayı topladım, Ebru gittiğinden beri hiç düzeltilmemiş yatağı düzelttim, örtüsünü örttüm, çocukların çekmecelerini toparladım, bez kutusunu çöplerle doldurup koridora çıkardım. Emre uyandı, çiş yapmış, komple soydum, yeniden giyindi(k).

07:30-07:45.. Çiş kokan odanın çarşaf, yorgan ve yatak örtüsünü makineye attım Eh, o arada birkaç parça renkliyi, dün deniz kenarında portakal suyu lekesi olmuş kıyafetleri (kosla ile buluşturup) araya sıkıştırmasam olmazdı. Eren o arada klozete çıkıp lavaboya tırmanmak, duşakabinin içine girip suyu açmak , duş telefonunu hunharca sağa sola tutmakla meşgul ve mutluydu.

07:45-08:15..Yukarı çıktık, kahvaltı hazırlamaya çalışırken Eren bulaşık makinesi kapağına basarak bıçak vs. koyduğum en üst çekmeceye ulaştı. Emre onu durdurmaya çalıştı, ortalığı bir bağrış kapladı. ''Bırak Emre'' çırpınmalarım sonucunda Eren'i sağ kalçama oturtarak kahvaltı hazırlığına devam ettim .Emre evdeki en sivri uçlu bıçağı biletmeye ve o bıçakla ev içine yürümeye başlayınca kızdım , o da ''Annem olma artık'' cümlesi eşliğinde epey ağladı. Eren'e mama, kendime domates, peynir, zeytin ve sudan oluşan kahvaltı( sallama çay yapacak fırsat olmadı) , Emre'ye zeytin ezmeli ekmek hazırlayıp oturdum. Eren mamasını yedi, Emre ekmeği beğenmemiş; yemedi, bet ilacı (sakız) aramaya ve yara bandı sormaya devam etti.

08:15-08:30..Eren'i mama sandalyesine hapsederek (kesinlikle yalnız bırakamıyoruz bu ara) 15 dakika programında yıkanan çamaşırları asmaya indim. Beni camdan gördü ve anniii diye seslendi :) Çok tatlıydı. Sadece çarşaf ve alezi asarak kalanları bu haftaki bakıcımız yani eşime bırakarak ve koşarak yukarı çıktım. İlk elime gelen pantolon ve tişörtü giydim bu arada.

08:30-08:35..''Hadi Emre, geç kalıyorum nidaları'' ile arabaya koşturduk. Çıkarken çöpü almayı unutmadım. Kapı açılınca Eren dışarı fırladı, eşimle yemeği 1 saat sonra kapatır mısın (dün gece 10'da yemek yaptım bugün yemeleri için ve sabah ateşe koydum) konuşması yaparken Eren yaklaşık 3 metre yükseklikteki yan bahçe duvarına ulaşmıştı bile. Babası Eren'e, biz arabaya koştuk ama Emre sandaletlerini (yepyeni) dün gittiğimiz Meltem kafede unutmuş, onu farkettik. (Yolda durup aldık, neyse ki kaybolmamıştı).

08:35-08:45.. Okul yolunda sohbet ettik, telefon istemiyor artık oyun oynamak için, transformers tutkusu da azaldı, bir şey konuşuyorduk, hatırlamıyorum, ''Demek istediğim şu'' dedi, ''Ne zaman kedi-köpek alıyoruz?''

09:00..Emre'yi okula bıraktım; ''erken gel'' pazarlıkları ile sorunsuz ayrılıyoruz bin şükür. İş yerinin kapısından girdim, yüzüme serin klima havası çarptı, derin bir ''ohhhhh'' çektim..

Etiketler: , ,