Çocuklara Allah'ı Anlatmak

görsel web'den

Sadece beş ay sonra altı yaşını dolduracak Emre. Ketum bir çocuk. Hassas. Her şeyin farkında. Tipik bir boğa burcu olacak gibi duruyor. Hayatındaki herkesi ve her duyguyu çok önemseyecek , çok dertlenecek. Ebeveyn olarak sık sık ''Aldırma'' diyeceğiz belli ki.


Patikada üçüncü yılı. Son birkaç aya kadar okulla ilgili sorularıma ''İyi geçti, oynadık'' dışında cevap vermezdi. Hala ayrıntılara girmese de arkadaşları hakkında yorumlar yapıyor, tiyatro gününde sıkıldığını, hep aynı gösterinin olduğunu söylüyor veya orman gününü anlatıyor. Kova boşaltmak tabirini çok sevdi ve kullanıyor,''Atlas benim kovamı boşalttı'' dedi dün akşam. Onun oynamasına izin vermemişler bir oyunda, Fatinur da ''Dürüst olmak önemli'' demiş (?). Bir de birinin kovasını boşatırsan seninki de boşalıyormuş, doldurursan seninki de doluyormuş. 


Basketbol, tenis, masa tenisi, futbol yani neyle karşılaşırsa onu pek seviyor. İş, bir çocuğu düzenli olarak bir yere getirip götürebilmekte. Geçen yıl paten ve piyano dersi aldı birkaç sefer. Devam edemedik.



Zor sorular başladı. Henüz ''Ben nasıl oldum?'' kısmına gelmedik ama Allah'ı sordu bir ara sık sık. İki gün önce ''Sen ne zaman öleceksin?'' dedi. Bir ara ilk insan nasıl oldu meselesine takıldı. ''Herkesin bir annesi var'' dediğimde ikna olmadı. 


Allah ve yaratılış gibi iki ''derin'' konudaki sorulara kesin cevaplar vermedim bilinçli olarak. Çünkü daha bu yaştan zihnine hiç bir şeyi kazımak istemiyorum. İstiyorum ki kendi hakikatini kendisi zamanla bulsun. Aynı şekilde yaratılış hakkında da kesin şeyler söylemedim. ''Farklı fikirler var'' dedim. ''Kimileri diyor ki Allah insanı yarattı ama bunun aksini savunanlar da var.  Tam olarak bilmemiz mümkün değil.'' 


Yine de bu konuyu Google'da aradığımda  ilginç şekilde doyurucu bir yazı bulamadım. 

Bazen çok dertleniyorum . Ana-babası herşeyden yüzde yüz emin olan çocuklar çok şanslı gibi geliyor. Ne güzel, her soruya kesin bir cevap alıyor sabiler. Ebeveynin de bir kaygısı yok, çocuğumun zihnine soktuğum şey doğru mu yanlış mı diye düşünmüyor. İyi bir şey yaptığından hatta kutsal bir görev yerine getirdiğinden çok emin.  

Konuyu psikolog Özge Çivçi'ye ilettiğimde şu güzel maili aldım ondan:


Allah ve din ile ilgili hiçbir açıklamayı şu an tam olarak anlamayacak Emre. Henüz bilişsel olarak hazır değil. Sorular muhakkak geliyor, somutlaştırmak istiyor çocuklar, burada senin inanç sistemin önemli. Senin neye inandığın üzerinden cümleler kurmalısın çünkü bu bilgilerle büyüyecek, şemalar geliştirecek. Önemli noktalar allahı ceza veren, korkutan cehenneme yollayan, bizi izleyen, herşeyi gören birşey olarak tanımlamamak. 

Yaratmaktan bahsedebilirsin inançlarına göre, duadan bahsedebilirsin. Önemli nokta sana Allah'ın neler hissettirdiği. İnanan biriysen Allah'ın varlığını düşündüğümde mutlu olurum dersin, zor durumlarda beni koruyacağına inanırım. Dileklerimin gerçekleşmesi için ona dua ederim... Dua etmek beni mutlu eder. Eğer inançlı değilsen bazı insanlar mutlu olmak iyi hissetmek için dua ederler diyebilirsin. Ben kendi kızımın sorgulamasını istediğimden hep bazı insanlar inanırlar, var olduğunu düşünürler bazıları olduğuna inanmazlar ve kendilerini iyi hissetmek için başka yollar bulurlar diyorum ve kendime iyi gelen yolları konuşuyorum onunla. Çok soyuta kaçmamak gerek. Ne hissettirdiğine odaklan derim. Çıtır Çıtır Felsefe diye bir kitap serisi var, onun bir kitabı "İnanmak ve Bilmek". Doğrudan Emre'ye okumak için değil ama cevaplarında sana yardımcı olacak bir kaynak. Hatta o serinin tüm kitapları güzel, her evde olmalı, konu başlığından bakarak ihtiyacın olanı edinerek başlayabilirsin, 30'a yakın kitap var. Yaşam ve Ölüm mesela harika bir kitap aynı seriden.''

Özge Çivçi, resim Bodrumlu Söyleşiler sayfasından
Bu açıklama bana çok daha kabul edilebilir geldi çünkü küçük bir çocuğun sürekli izlendiğini düşünerek suçluluk duyguları içinde olacağını zannediyorum ve bu fikir bana pek iyi gelmiyor. Daha birkaç gün önce sohbet ettiğimiz bir arkadaşım ortaokulda çok iyi bir din kültürü öğretmenleri olduğunu, kendisini çok sevip güvendiğini anlattıktan sonra şöyle bir olay nakletti; öğretmen önce çocukları bir güzel hazırlamış, ''gelecek derste çok önemli şeyler anlatacağım, hazırlıklı olun , sakın kaçırmayın '' demiş. Arkadaşım dört gözle dersi beklemiş. Öğretmen gelmiş ve çocuklardan kendilerini ölmüş ve gömülmüş olarak hayal etmelerini istemiş. Sonra da sorguya gelen melekler, cenneti-cehennem ve kabir azabıyla ilgili canlandırmalar yapmış. O güne kadar sempati duyduğu din fikrinden bu dersle birlikte soğuyan arkadaşım haftalarca kabuslar görmüş, ağlamış. Bunu yapan nispeten bilinçli bir öğretmen, bir de diğerlerini düşünün. Çocuklar illa ki bu tarz söylemlere maruz kalacaklar, en azından evlerinde bunu sorgulayabilecekleri bir fikir edinmeliler diye düşünüyorum. 

Çocuk sahibi olmanın güzel yanlarından biri de bu, kendi içini iyice bir havalandırıyorsun, dip-köşe temizliyorsun, yeni kitaplar okuyor, yeni isimler duyuyorsun.


Bakalım sonraki sorular nereden gelecek..Bekliyorum merakla.

Etiketler: , ,