Gözetleme Kulesi

Afişin güzelliğine bakar mısınız?

Nihat, karısı ve oğlunu kendisinin neden olduğu bir kazada kaybetmiştir. Kastamonu'nun bir ilçesinde dağ başında, medeniyetten ve insanlardan çok uzakta bir kulübede orman gözetleme memuru olarak çalışmaya başlar. Duyduğu suçluluk ve kaçınılmaz olarak içinde bulunduğu depresyon sebebiyle bu işe talip olmuştur. Şehir hayatı ile tek ilişkisi nadiren indiği kasabadaki bekleme tesisinde geçirdiği bir-iki saattir.

Seher emanet edildiği dayısının tecavüzüne uğrar ve hamile kalır. Ailesinden durumunu gizlemek zorundadır ; bir otobüs firmasında hostes olarak iş bulur, Nihat'ın arada sırada uğradığı dinlenme tesisinde yolları kesişir.

Taaa 7 numara günlerinden beri çok severim Olgun Şimşek'i. Kadın oyuncu ise Hazal Kaya'yı çok anımsatmıyor mu sizce de?

Nihat ormanın içinde, Seher otobüste ve tesis içindeki köhne odasında inzivaya çekilmiştir. Tabi bir farkla ! Kadın hem gebedir hem de gece gündüz çalışmak zorundadır. Bol giysiler sayesinde hamilelik son güne kadar anlaşılmaz. Tam da doğumun olacağı gün Nihat yine tesiste yemek yemektedir. Seher hem doğum sancısı çekmekte hem hizmet etmektedir.


Dayanılmaz sancılar geldiğinde zor bela kendini odasına atar. Tek başına, izlemesi bile insanın kalbini sıkıştıran cinsten bir doğum yapar. Ah bu kadınlık..Yüce Rabbim her dişiyi sorgusuz sualsiz cennetine almalı, böyle bir çileyi herhangi bir erkek bırakın yaşamayı hayal bile edemez..


Bebeğini bir kez öpüp koklamadan atacak bir yer aramaya başlar. O sırada Nihat camdan görür, eteği kan içinde, başına bir şal dolamış kızı. Peşine düşer. Kızcağız eşyasını bir çantaya tıkmış, ilk otobüsle kaçma derdindedir. Bebeği tesisteki çeşmenin yanına bırakmıştır.


Nihat onu kendi kulubesine getirir. Kızın göğsünden gelen sütü görünce durumu anlar. O sırada gece olmuştur. Elinde fener koşarak tesise gider ve bebeği bulup alana kadar seyirci kalp krizi geçirir !


Sonrası bol bol bebek ağlaması. Nihat ve Seher arasındaki sessiz gerilim. En sonunda patlak veren bağrış çağrış ve izleyiciye bırakılan bir final..


Bence mutlu sonla bitti ; neyse ki..


Şimdi bu filmlerin benim için birkaç sıkıntısı var. Sanat filmi de denen, dakikalarca tek konuşmanın olmadığı, mekanların dilini çözmemizin beklendiği filmler bunlar. Senaryolar bence hiç güçlü değil, gözümüze sokulan konu da genellikle ensest, tecavüz, kürtaj gibi geri kalmışlık ve kadının ezilmişliği ile bağlantılı konular. Ve bu filmler hep ödül alıyor nedense!


Orta Doğu coğrafyasında kadınının yeri belli. Sene 2015, hala aynı şeyleri konuşuyoruz ve daha çoookkk uzun yıllar konuşacağız belli ki. Anneler olarak bizler kızlarımıza ve oğullarımıza bir kadının bedeniyle ilgili her hakkının kendisine ait olduğunu öğretemedikçe kadın hep doğurganlığını lanet olarak taşımaya devam edecek. Ensest ya da tecavüz her ne olursa olsun bir rahim taşıyan her dişi o anın sonucunu 9 ay gebelik, sonrasında o bebekten kurtulmak, doğum, kürtaj gibi her biri kuşaklar boyu aktarılacak bir travma olarak ödeyecek.


Her kız çocuğu adet gördüğü günden itibaren şunları biliyor olsa böyle olur mu?

1. Biri bana tecavüz ederse (elbette etmesin ama oluyor işte, her gün okuyoruz) gebe kalabilirim

2. Böyle bir şey yaşarsam bunu hemen güvendiğim birine söylemeliyim (malesef çoğu zaman anne değil bu kişi)

3. Böyle bir şey yaşarsam ilk yapmam gereken hamile kalmamayı garantilemek olmalı (Ertesi gün hapı vs)

4. Kendi arzumla biri ile olursam (Bu da oluyor, hoşlanın ya da hoşlanmayın) mutlaka bir korunma yöntemi kullanmalıyım (Bunu her erkek de bilmeli! )



Yine buna benzeyen başka bir film; Araf ile ilgili yazmıştım epey eskiden.  Benzer senaryolar olsa da Araf çok daha ayrıntılı, dolu bir filmdi. İnsanın kuşatılmışlığı, sanayi ortamındaki boğulmuşluğu , televizyon bağımlılığı çok güzel yansıtılmıştı. Gözetleme Kulesi'nde ise  Karadeniz dağlarının güzelliği, ferahlığı alıp başımı gitme arzumu kamçıladı bol bol ve bana çok sevdiğim Bereketli Yaz romanını, ormanda kır kurtlarını gözetleyen ve odundan bir kulübede yaşayan Dianne'i hatırlattı.

İyi okumalar, iyi seyirler herkese. Kışın geldiği bugünlerde yapılacak en iyi şey bu gibi görünüyor..

Etiketler: , ,