Bu Aralar Hayat, Yepyeni Bir Yolun Başında


Yepyeni bir yoldayım sevgili blog. Ayrıntıları şimdilik yazmıyorum, henüz kendim de netleştirmedim. 24-25-26 ocakta 3 günlük bir eğitime katıldım ve galiba, yıllardır açılmasını beklediğim kapı açıldı önümde.

Şaşkınım, sevinçliyim, doluyum, huzurluyum..Nasıl anlatsam, yataktan kalkmak için sahiden bir nedenim var.

24 ocakta, eğitimin ilk günü büyük bir hayal kırıklığı yaşadım, beklentime uymuyordu, vaktim çok azdı, teorikten bıkmıştım, yıllardır okuyordum da okuyordum artık harekete ihtiyacım vardı. Para ödemiş, izin almış, yollara düşmüştüm. Bu şartlarda olmasa ''Eh bu sefer de böyle olsun '' derdim ama tutmadım kendimi, düşüncelerimi ve sıkıntımı paylaştım eğitimci ile.

O gece neredeyse 24 saattir uyumamış olmama rağmen uyuyamadım. Yoğun başağrısı, arı kovanı gibi vızıldayan bir beyin, düşünceler-tasarılar, sorular derken eğitimci ile mesajlaştım. Ertesi gün konuşmaya karar verdik.

25 ocakta derdimi anlattım uzun uzun, eğitimci haklı olarak , karşısında bir grup olduğunu, ortalama bir düzende gitmek zorunda olduğunu söyledi ve devreye merkezin sahibi girdi. ''Ne yaparsam buradan mutlu ayrılırsınız'' dedi bana!

Sonuç olarak kalan iki gün , merkezin sahibesinden  birebir, diz dize, göz göze, uygulamalı, istediğimi sorduğum, ''Bunu anlamadım ya da burayı geçelim'' dediğim bir eğitim aldım. Okuduğum yüzlerce kitaptan aklımda kalan cümleleri kullanabileceğim, sonsuz bir büyüme-gelişme durumunda olacağım bir yola ilk adımı attım.

Çok uzun beklemişim eşikte, çok . Çantam sırtımda, botlarım ayağımda , hangi sapaktan sapacağımı bilmediğim için, korktuğum için, gündeliğin hayhuyunda boğulduğum için atamamışım ilk adımı..Belki de

'' Öğrenci hazır olduğunda öğretmen çıkagelir.''

26 ocak akşamı yedide otobüse bindiğimde yorgun ama coşkulu idim. Üstüne de keyifli bir yolculuk yapınca (Pamukkale, 3 liraya film seçeneği koymuş, Kocan Kadar Konuş'u izledim gelene kadar, çalışmayan sistem için epey uğraş veren muavin ve çağrı merkezine teşekkürlerimle), çocuklarıma özlemden başka duygu yoktu içimde..

Kendi yatağımda ve evimde heyecandan uyku tutmadı. Güya bu üç gün içinde sinemaya gidecek (Revenant'a hala gidemedim) , Zara'dan kürklü battaniye alacak, kitapçılarda kitaplara dokunacaktım. Ama hem hava çok soğuktu hem de çok yorgundum ve Anıl'la zaman geçirmek çok doyurucuydu.

Bakıcının da olmadığı üç gün sorunsuz geçmiş, çocuklar beni aramamış, Eren'in konuşması biraz daha düzelmiş.

Emre epeyce huysuz, vara yoğa ağlıyor ,misal:
--Babam halleyimi yedi
--Eren halleyimi ısırdı, mikropları ona geçti
--Halasının doğacak bebeğine aldığım el-ayak izi kitinden istiyorum
--Neden hep Eren'le ilgileniyorum da o ağlayınca onunla ilgilenmiyorum?
--Dedem bana sataşıyor (İlk gün seviniyormuş çünkü oyuncak getiriyormuş dedesi, sonra hep sataşıyormuş ona)

Bu aralar böyle hayat..Bana dua edin, yolum açık olsun :)

Etiketler: