Pınar Gogulan'la Recall Healing ve Hayat Üzerine Derin Bir Sohbet

pınar gogulan
Görsel googledan
Pınar'ın Pozitif Dergisi'nde daha yeni yayınlanmış ropörtajından alıntılarla başlamak istiyorum:

''Recall Healing,  hastalıkların kaynağının geçmiş travmalar olduğunu savunan,  doğru soruları sorarak, bu travmaların bilinçaltına ittiği duygu ve düşüncelere ulaşmayı hedefleyen ve hastalıkların tedavi süreçlerine destek olan bir terapi yöntemidir.

Sistem, işinin piri tıp doktorlarının, binlerce hastayı inceleyerek yaptıkları bilimsel araştırmaların sonucunda oluşmuştur.

Tekniğin temeli Dr. Ryke Geerd Hamer’in The German New Medicine/Yeni Alman Tıp Yaklaşımı tezine dayanır.

pınar gogulan recall healing
Yeni Alman Tıbbı ve Total Biyolojiyi temel alarak Recall Healing sistemini derleyen, oluşturan doktor;

Dr. Gilbert Renaud. 4-5-6 martta İstanbul'da olacak
Recall Healing tekniğini kullanırken, amaçlanan:

Öncelikle, hastalığınız ve beyninizin davranışı ile ilgili derin bir farkındalık yaratmak.

Bu hastalığı sistemim nasıl yarattı? Bu hastalığın bana verdiği mesaj ne? Bu hastalığın sebebi ne? Önce onu iyice anlamanızı sağlarız.

Bilinçaltımızın bizi nasıl etkilediğini anlamak ve içselleştirmek önemlidir.

Daha sonrasında, mevcut hastalığınıza sebebiyet verebilecek etkenlerin, olayların, çatışmaların kaynağını belirlemek ikinci önceliğimizdir.

Seans sırasında, hastalığın kaynağı ve köküyle bağlanmanız için;

-Hayat çizginize bakarız (Şimdiki andan doğum anına doğru regresyon ile).

-Daha sonra, The Project // Purpose (Programlanmış Amaç) anne karnı ve öncesine bakarız. O süreçteki travmaları araştırırız.

Ve son olarak da, aile ağacı analizi yaparız. Atalarınızın yaşadığı bir travma, alt kuşakların bedeninde hastalık olarak tezahür edebilir.''


Doğrusu, bu yaklaşım bana çok tanıdık ve hararetle destekliyorum. Büyük bir hevesle okuyup yazdığım ''Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur'' un felsefesi de buydu.

Daha fazla ayrıntı isterseniz Pınar'ın sitesinden  ve blogundan (çok sarsıcı vaka örnekleri için mutlaka bakın) faydalanabilirsiniz. Google'da da epey bir şeyler bulunuyor. Bilgiye ulaşamamak diye bir durum yok 21. yüzyılda. Artık bilgiden daha değerli bir şey var, değerlendirme ve deneyim. Buluşmak isteme nedenim buydu;  Deneyimlemek. Malesef tam bir seans ya da danışmanlık almak için gitmedim ama kaçınılmaz olarak hakkımda epey konuştuk.

Pınar'ın Recall Healing üzerine anlattıklarından zihnime kazınanlar şunlar:

-No blame (SUÇLAMAK YOK)
-No guilt (SUÇLULUK YOK)
-No victim (KURBAN YOK) 

Kulağa basit geliyor belki ama o kadar sık ve hastalıklı bir şekilde yaptığımız bir şey ki bu. Yargılamamak hiç kolay değil. Şimdilerde pek moda bir anlayış var, bu hayatta tecavüze uğrayan kadın, geçmiş yaşamlarının birinde belki de bir tecavüzcüydü deniyor. Pınar, bu ifadeyi kullanan bir terapist adayına , hocasının ''Böyle düşüneceksen terapist olma'' dediğini söyledi. Yargılamak ve suçlamaya izin yok.

Özellikle anne dünyasında herkesin ,birbirini gözlemleyip açık aradığını görmüyor muyuz? Hırçın, huysuz, zayıf, iyi yemeyen bir çocuk varsa bakışlarımızı hemen anneye çevirmiyor muyuz? Acaba neyi eksik yapıyor da bu çocuk böyle demiyor muyuz?

Çok kadınlı bir ailede büyüdüm ve neredeyse etrafımdaki tüm kadınlar, mutsuz evliliklere hapsolmuş durumdaydı. Hayatıma baktığımda ''çaresizlik'' duygusunun epey baskın olduğunu görebiliyorum bir süredir. Pınar'ın ''Kimse kurban değil'' söylemi elbette tepemin tasını attırdı. Anneannemden, teyzelerimden bahsettim. Birkaç melodram çıkar bildiğim hikayelerden. Ve ''Bilge'' geçinen herkese sormak istediğim soruyu sordum:

''Neden bu kadar çok acı var?''

Cevabı ''Bunu ben de her gün kendime soruyorum ve anlamaya çalışıyorum. Biz bildiklerimize dayanarak sorular soruyoruz fakat bilmediğimiz çok fazla şey var. İlahi bir plan var. '' şeklindeydi. Tabi, şunu diyebiliriz ''Amannn, bu mu yani? Gele gele buraya mı geleceğiz, her şeyde bir hayır vardır deyip çıkacak mıyız işin içinden?'' Bunları Türk -İslam kültürü zaten söylüyor fakat söyleyen kişinin Pınar olması söylenenlere bakış açımızı değiştirmeli çünkü onlarca travmatik vakayla çalışmış, tecavüz-taciz-ensest mağduru yetişkinlere terapi yapmış, bilinç altı denen o uçsuz-bucaksız ülkede yaşayan nice canavarla göğüs göğüse gelmiş bir insan kendisi. Ondan duyunca bu cümleler bana çok iyi geldi. Samimi, mütevazi, teslim olmuş. ''Ben oldum'' edasından uzak, yargısız, bildiklerinden mağrur olmamış...

Tam da bu yazıyı yazarken önüme başka bir blogda çıkan bir kitap  yorumundan alıntı yapacağım:

Tanrı, göklerde hoşnutlukla gülümsedi: O'nun istediği buydu, her insanın, kendi yaşamının sorumluluğunu kendi eline alması. Sonuçta, oğullarını bağışların en büyüğü ile donatmıştır: seçim yapabilme ve kendi eylemlerine karar verebilme yeteneği. Yalnızca bu kutsal ateşle yanmış erkekler ve kadınlar, o'na meydan okuyacak yüreğe sahipti. Ve yalnızca onlar, kendilerini O'nun sevgisine geri döndürecek yolu biliyorlardı, çünkü başlarına gelen tragedyanın bir cezalandırma değil, bir meydan okuma, bir sınav olduğunu sonunda anlıyorlardı.

Etkileyici, değil mi?

Şunu da belirtmeliyim ki Pınar'ın nasıl desem, kalp gözü mü açık, frekansları mı farklı, güçlü bir sezgisi var. Benim öylesine sorduğum ama ruhumda yeri çok büyük olan bir soruya tam olarak sormak istediğim şeyi anlayarak, tam olarak almak istediğim cevabı verdi.

Annem ve ben, herhalde 1-2 yaşındayım

Ertesi gün ,aklım konuştuklarımızdaydı. İçimde bir huzur, sakinlik, barış vardı. Sanki bir şey olmuş, bir rüzgar esmiş, yıllardır tozlanmaya terk edilmiş duygularımı canlandırmış ve yaralarımı havalandırmıştı ki ben içime bakmak, derinleri kurcalamak konusunda gayet cesurumdur. Pek yapmadığım bir şey yaptım, hastanenin dua odalarından birine çekilip uzun uzun annemle konuştum. Yaklaşık bir saatin sonunda annemin gençliği ve benim 3-4 yaşımın el ele tutuştuğunu hayal ettim. Çok, çok iyi geldi. Sanki annem yıllardır beni bekliyordu, nihayet kapıyı açmış ve bana elini uzatmasına izin vermiştim..

Kulağa tüm bunlar nasıl geliyor bilmiyorum ama iyileşiyor gibi hisssediyorum..

pınar gogulan
Pınar ve oğulları; Demir ve Can
 Not: Pınar'a sormak istediğim ve cevabını çok merak ettiğim bir diğer soru şuydu:

'' Elini sallasan terapiste çarpıyorsun . Herkes aydınlanmış, herkes nirvanaya ulaşmış. Bu işten para kazanma derdine düşmüş. Bir sürü anlamını bilmediğimiz isimle ki regresyon ve recall healing de bunlardan biri, access bars bir diğeri, şifa dağıtmaya soyunmuşlar. Terapist seçerken nelere bakmalı, neler sormalı?''

El-cevap:

Hizmeti alan sensin; uyanık olacaksın! Terapiste şu soruları rahatlıkla soracak ve doyurucu cevaplar bekleyeceksin?

1. Kendisi için en son ne zaman seans almış?
2. Eğitimini kimden almış?
3. Bir birliğe /ekole üye mi?
4. Alanı ile ilgili katıldığı en son kurs/ kongre ne zamandı?
5. Kendi mentörü/ danışmanı kim?


Doğrusu burada şapka çıkartıp, önünde saygıyla eğilmekten başka yapacak bir şey yok. Umarım kendini ''şifacı, koç, eğitmen'' olarak tanıtan herkes aynı yaklaşımı benimser.

Etiketler: , ,