Gittik, Yedik, Döndük, 2017 Hatay



Bir Hatay ziyaretini daha sağ salim bitirmiş olmanın yorgunluğu ve huzuru içindeyim. Geçen sene doğumuna gittiğimiz minik kuzenin bu sene de 1. yaş günü partisine katıldık. Biraz da o sebeple martın başında gittik ama Güneydoğu için ideal zaman nisan arkadaşlar, üşüdük  epeyce. Sobalı evde çocuklarla vakit geçirmek konusu da malum. Bizimkilerin tablet sevdası böyle zamanlarda hayat kurtarıyor, doğruya doğru.

Geçtiğimiz dokuz günü karelerle anlatayım:


Antakya deyince yeme içme başlı başına bir olay. Bu resimdeki masada 4 ana yemek, 3 salata tabağı var ve sınırsız ayran. Malzemelerin lezzeti, kalitesi on numara ve ödediğimiz hesap 60 lira. Bodrumdaki fiyatın yarısı. Damaktaki festival hissinin bedeli zaten ödenemez.

 Kral künefe
En bilinen künefeci Kral künefede 2 çay, yarım porsiyon künefeye 5 lira verdim desem? Çocukları babaya satıp keyif yaptığım güzel bir andı. 


Eren'in bile kurallarını anlayıp zevkle oynadığı bir kart oyunu olan UNO yağmurda çamurda evde tıkılıp kalınan anlar için çok ideal. Ufacık bir tosta 11.5 lira versek de Milas havalimanında uno keyfi güzeldi.

Dev rüzgar gülleri her yerde.


Tam bir kitap-melek bebek olan en minik kuzene Emre bayılıyor. Son akşamımızda bebeği bir daha göremeyecek miyim diye ağladı. Ah oğlum,özlemek çok zor diyemedim, ben de ağladım çaktırmadan yıllardır özlediklerim için.

Google'a sorduğumda Antakyadaki Titus Tünelini mutlaka görün diyor. Bir gün öğleden sonra çıktık, neredeyse iki saat araba kullandıktan sonra Samandağ Sahili, Titus Tüneli, Vakıflı Köyü ve Musa Ağacı'nı ziyaret ettik. Kesinlikle görülmeye değer.
Titus Tüneli, Vakıflı Köyü
Titus tüneli aslında o karanlık kısımda. Çocuklar uyuyordu, eşim onlarla kaldı, yalnız olunca cesaret edemedim, çok ıssızdı ortalık, kesinlikle trekking ayakkabısı gerekiyor bir de, yol yok, kocaman kocaman taşların üstünden hoplaya zıplaya gitmek gerekiyor fakat bu noktaya ulaşana kadar gidilen yaklaşık bir kilometrelik yol bile çok güzeldi. Sessiz, kuş cıvıltıları ve sadece doğanın müziği ile baş başa. 
Titus Tüneli, Vakıflı Köyü
Tünele giderken oldukça düzgün, tertemiz bir yol var, zaten burası bir ören yeri ve giriş ücretli, sekiz liraydı sanırım. Fotoğrafta tam ortada bir soba var, üzerinde çaydanlıklar ile çok sevimliydi, burası çay-kahve satılan minik bir ev-kafe ama ben duramadım, çocuklar bekliyor diye. Başka yeme-içme mekanı yoktu mevsim sebebiyle. 


Musa Ağacı ve abı hayat çeşmesi. Huzur dolu bir mekan. Çay bahçeleri , künefeciler, ne arasan vardı. 

 
Bu kitap beni büyüledi, tek eksiği sonunun yarım bırakılmış olması. Yine de okuduğum Grange'lar içinde en iyisi. 


iskenderun petek
İskenderun'da en sevdiğim yer. Gerçek bir pastane, lezzetler on numara, servis mükemmel.


Çocuklar dereye taş doldururken, kahve keyfinden geri kalmayan ana modeli. Hassa Aktepe köyü. LG 20'nin manzara modu ile çekilen bu resim çok güzel değil mi? 

internet kafe ile tanışmış Emre
sabiha gökçen mado
Dönüş yolunda ikinci uçağı beklerken hiç kasmadık. Wifisi olan Madoya yerleştik, üç saat yayıldık. Oğlanlar takıldı nette, gazete -kahve- çay- kahvaltı , hepsini yaptık. Süper oldu.





İşte böyle. Dokuz gün boyunca bizi ağırlayan, yediren içiren,  saran-sarmalayan herkese kocaman teşekkürler.

Etiketler: , , ,