Çocuklar, Deprem, Roblox, Düşen İlk Diş

27.07.2017, Tuğba ablaları ile bana sürpriz hazırlamışlar

Bir ay sonra Eren dördünü dolduruyor. Emre eylülde ikinci sınıfa başlıyor. Çocuklar büyüyor ,bizi de büyütüyor. Lakin benim tempom öyle yoğun ve karışık ki bazen yüzlerine uzun uzun bakma isteği / ihtiyacı duyuyorum. Her gün ''Bunu unutmamalıyım'' dediğim şeyler oluyor , keşke o anları çeken bir kamera olsa diyorum.

Eren'in masumiyet çağı bitti bitiyor. Yıldız binaya geçti 15-20 gün önce. Patika'da birinci yıl bitti bile! Sabah uyandığında ilk işi ''Bugün okul mu?'' diye sormak. Abisinin tatili başladı başlayalı o da okula gitmek istemiyor.

Haziranın on beşinde abimin kızı geldi , kucağında bilgisayarı ile. Arızalı olup tamir ettirdiğimiz dizüstü bilgisayarımız hastanede duruyordu. Ciddi bir basiretsizlik gösterip kodlama konusuna ufaktan giriş yapmaya çalışan oğlana bilgisayarı verme gafletinde bulunduk ve bütün temmuz oğlanların çılgınca oyun oynaması ile geçti. 3 temmuzda başlayan BJK yaz okuluna toplam beş gün gittiler. Çok güzel reklamları yapılmıştı. Yüzme, satranç, basket, aquapark vs diye ama hayaller Paris gerçekler Muğla oldu . Tüm gün aquaparktaki 4 kaydıraktan kaymaktan acayip sıkıldılar.Havuz ve bilgisayar ile temmuz bitti sayılır.

Çocuklar bu yaz Roblox, Zula, Party Panic ve Youtube ile yatıp kalkıyor. Benim hiç anlamadığım bir dilden konuşuyor, çok heyecanlanıyor ve üzülüyorlar oyunlara. Havuza veya dışarıya zorla çıkarıyoruz. Bu ekran bağımlılığından çok azap duysam da işimizi  kolaylaştırdığı bir gerçek. Eşimle okullar açılmadan, evdeki bağlantıyı kapattırmayı, bilumum ekranı çöpe atmayı planlıyoruz. Bakalım başarılı olabilecek miyiz?

20 temmuzda herkes uyumuştu. Saçma sapan bir kanalda Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi filmine denk geldim. Ucundan bucağından birkaç kez yakalamıştım ama en başından başlayınca bırakamadım. Ne kadar güzel bir filmmiş, keşke sinemada izleseydim. Filmin yarısına doğru, bir buçuk gibi, sallanmaya başlamaz mıyız? Hem de ciddi ciddi. Birkaç saniye sonra elektrik kesildi ve 10 saniye kadar tekrar sallandık. Telefonum şarjdaydı, kalktım , telefonumu aldım, ışığını açıp alt kata indim. Çocuklar uyanmamış bile! Abimin kızı paniklemiş, bahçeye çıktık telefonlarla. Onbeş dakika sonra whatsap coştu. Biraz yazıştık, iyiyiz dedik sağa sola, eşimi hastaneye çağırdılar ve biz yatıp uyuduk! Artçılar devam etti, hala ediyor ama biz deprem konusunu hiç açmadık evde. İnşallah bu kadarla kalmış olur deprem travmamız.

Dün Emre'nin ilk dişi düştü. Alt ortada soldaki diş (kendine göre sol) . Evladım büyüyor hızla. Şükürler olsun. Çok güzel, uzun cümleler kuruyor. Eren'e bazen acayip sinirleniyor, neden hep onun dediği oluyormuş? Mesela uyumadan önce neden onun seçtiği kitap okunuyormuş. Neden Eren istedi diye uyuyana kadar Eren'le yatıyor muşum? Bazen de acayip gülüyoruz, Eren şöyle bir cümle kurdu geçenlerde:

'' Anne, sabahatlerin evinde tsunami olmuş.''

İki gece önce PC başından kalkıp yatmaya gitmeyen Eren'i babası üst katta kucağında gezdirip iknaya çalışırken Emre ile alt kattayız. Dil döküyorum, Eren hep böyle yapıyormuş, gelcem diyip uyumaya gelmiyormuş diye ağlıyor. Anlattım anlattım, kelimelerin işe yaramayacağını biliyorum da çaresizim. En sonunda diyalog şöyle:

--Emre lütfen yoruldum artık, çenem ağrıdı

- Eskiden yorulmuyor muydun ? (ağlıyor)

--Bu kadar çok konuşmak zorunda kalmıyordum ki. Kimseyi ikna etmeye uğraşmıyordum. Canım istediği için konuşuyordum.

-Bir kere sen ikimizi de isteyerek doğurttun!

--Eren olmasaydı daha iyi olurdu mu diyorsun??

- Evet

--........................


İşte böyle sevgili blog. Yuvarlanıp gidiyoruz, gitmeye de devam edeceğiz gibi görünüyor.

Etiketler: , ,