Yoga Nedir Ne Değildir?

Yoga pratiğimiz böyle serilerden oluşuyor, bazı derslerde daha yumuşak hareketler yaparken bazı derslerde ter içinde kalıyoruz


Düzenli olarak bir yıldır yoga yapıyorum, hocamızla ilgili daha önce yazmıştım.

Yogaya başlarken ne olduğunu bilmiyordum, spor mu ruhani bir pratik mi? Çalıştığım kurumun bir salonunun kullanılması yani alt kattan üst kata çıkarak kendime bir saat ayırmak tek önceliğimdi. Çalışma şansı bulduğumuz ilk iki eğitici daha çok fiziksel egzersiz yaptırıyordu. Pilates-jimnastik karışımı bir spor olarak algılamıştım yoga disiplinini fakat şimdiki öğretmenimizle geçen bir yılın sonunda çok farklı düşünüyorum.

Yoga bana göre zayıflamak ya da form tutmak için yapılmaz. Elbette her gün birkaç saat  yapıyorsanız harika bir vücudunuz olabilir (Hocamızınki öyle). Bu sürecin sonunda benim en önemli kazancım ise haftada bir saat de olsa sadece kendi bedenime odaklanmamın yarattığı ''sıfırlanma'' hissi, esneklik ve gevşeme.

Olmazsa olmazımız; aşağı bakan köpek duruşu

Her gün saatlerce ayakta duruyorum, oturuyorum, klavyede yazı yazıyorum, uzanıyorum ve uyuyorum.Bunların dışında pek bir hareket yaptığım söylenemez. Yogada ise baş üstü duruyorum, ayaklarımı-bacaklarımı havaya kaldırıyorum, mat üstünde uzanıp vücudumun üstünü sağa altını sola çeviriyorum, geriniyorum, ikiye katlanıyorum, parmak uçlarımı yere değdirmeye çalışıyorum, çömeliyorum; uzun lafın kısası bedenimdeki kasların, eklemlerin hatta organların farkına varıyorum. Bir bedenim olduğunu, bu bedenin ruhumun tek elbisesi olduğunu ve ona çok iyi bakmam gerektiğini her defasında yeniden hatırlıyor ve beni ben yapan bu vücuda teşekkür ediyorum.

Bugüne dek yaptığımız en zor hareketlerden biri, karga duruşu. Pelin, bedeni zorlayacak bu tip pozlarda birkaç saniye durmamızı hatta sadece denememizi ister

Pelin, her ders öncesi 1-2 dakika konuşur, okuduğu bir kitaptan, aklına gelen bir düşünceden bahseder. Anda kalmak, minnettar olmak, belirsizlikten keyif almak gibi bir çok güzel şeyden bahseder. Upuzun çalışma günlerinin, hiç durmadan çalan telefonların, kan tüplerinin, sonuçların, personel gürültüsünün ardından mat üstünde, çıplak ayakla, Pelin'i dinlemek kızgın kumlardan soğuk sulara atlamak gibi gelir.

Her seansın son 10 dakikası şavasana denilen dinlenme durumunda geçer. Tam olarak şu şekil:


Soğuk günlerde poza geçmeden önce çorap giyer ve üstümüzü örteriz. Bazı günler tamamen sessiz, bazen Pelin'in telefonundan açtığı hafif bir müzik, kuş veya dalga sesleri eşliğinde tam on dakika uzanırız. Sonra yataktaymış gibi gerinir, sağımıza döner ve bacaklarımızı karnımıza çekip cenin durumuna geçeriz. Birkaç saniye sonra gözler hala kapalı iken bağdaş kurar, ellerimizi kalbimizin önünde birleştirir ve kendimize teşekkür ederiz. Kulağa nasıl geliyor? Çok güzel, değil mi?

Evde yoga yapılabilir mi? Eğer sporcu geçmişiniz varsa, az-çok bedeninizin hassas noktalarını biliyorsanız ve elbette düzenli olarak yapabilecekseniz, neden olmasın? Pek çok video var Youtube'da. Ben özellikle spor yaralanmaları konusundan endişeli olduğum için evde yapılmasını tavsiye etmem. Yeni başlayanlara da mutlaka bedenlerini dinlemelerini, acı-rahatsızlık noktasında pozdan çıkmalarını öneririm.

Benim bir yıllık (yaklaşık 50 saat ediyor) yoga pratiğimin sonundaki düşüncelerim böyle. Günlerim sabah yedi akşam on arasında yoğun bir koşturmaca içinde geçiyor. Çocuklarla ve işle ilgili kaygılarım oluyor. Uykularım çok sağlıklı değil ve uzunca bir süre daha bu şekilde yaşayacağız gibi duruyor. Tüm bu tantana içinde sadece bir mat ve taytla 60 dakikayı bedenimle bütün halde geçirmek bana çok iyi geliyor. Teşekkürler Doğu bilgeliği.

Etiketler: ,