Netflix YOU ve Das Parfum Dizileri



Parfüm ilk 2 bölümde acayip umut vaat ediciydi. Hiç kontrol etmedim, normalde en az on bölüm olur ya sezonlar, aa dün gece ne göreyim altıncı bölümde sezon bitiverdi !

İlk iki bölümde derin bir senaryo var gibiydi. Ter bezlerini yoğun olarak içeren koltuk altı, genital bölge - saçlı deri kesilip alınmış güzel bir kadın cesedi bulunur. Polis olduğunu düşündüğüm ve soruşturmanın savcısı ile ilişki yaşayan Nadya isimli kadın olayı çözmeye çalışır. Yanında bir tane efendi ve akıllı, bir tane de maço- embesil- kadın düşmanı polis vardır. Savcı abimiz evlidir, mutlu aile babasıdır ama Nadya adama feci tutulmuştur ve yakasından düşmemekte, adamı darlamaktadır.

Ölen kadın, civardaki her erkekle yatmış, gayet serbest bir ablamızdır. Cenazesine sadece erkekler katılır. Yalnız, cesedi bulan Ramon isimli adamda bir tuhaflık vardır. Ramon,  Elena ile evlidir. Bir kızları vardır ve ölen kadınla komşudurlar. Ramon , cesedi özenle defnettirir ve cenazeye, ortak arkadaşları olan üç erkeği daha çağırarak tabutun başında gizli bir toplaşma gerçekleştirirler.


Bu ekip yani  dört erkek ve bir kız ortaokul-lisede (?)  beraber okumuştur. (Yaşlar 13-15) .Her biri arızalıdır. Erkeklerden Butche isimli olanı annesi istismar ediyor. Dişsiz lakaplı Daniel yetimhanede büyümüş, Norman ne ayak anlatmadılar ve Moritz de geleceğin parfümcüsü. Koku duyusu gelişmiş vs. Grubun tek kızı Elena'nın annesi yok. Babası ile iletişim sıfır. Beşi her fırsatta yıkık bir harabede buluşuyor, tuhaf şeyler yapıyorlar. Elena'ya tecavüz ediyorlar mesela. Ya da Koku kitabından esinlenip koku üretmeye çalışıyorlar. Bir köpek öldürüyorlar, onu kitapta anlatılan işlemlerden geçirip kokusunu elde etmeye çalışıyorlar. Analar- babalar , ortada kimse yok. Çocuklar tamamen tek başlarına gibi. Öldürülen güzel kadın da aynı okulda ve her biriyle ayrı ayrı yatıyor. Hatta üçlü sahneler var vs.

İşte dizi geçmişle bugün arasında gidip geliyor. Cinayetler devam ediyor. Ramon Elena'yı dövüyor. Elena, Dişsizden yardım istiyor.

Bir taraftan Nadya savcı yüzünden acı çekiyor.

Bir Türk yapımcı olsa en az 80 bölüm çıkarırdı bu hikayeden. Adamlar katman katman öykü ve olayı altı bölüme sığdırınca finalde ne olduğunu zerre anlamadım. Katil kim ? O şerefsiz polisse neden ? Ne alaka? Psikolog Nadya'ya bir şişe veriyor ve ''Herkese seni sevdirecek koku bu ama sen hep yanlış kişileri seçeceksin diyor? Psikolog neden ölüyor?

Atmosfer müthişti. Alman dünyası, kültürü  ne kadar iç karartıcı . Mekanlar, evler, polis merkezi; tek bir canlılık, çiçek, renk yok.

Bence vakit kaybı. İzlemeyin.


YOU , gerilim dizisi diyor ama pek de germedi beni. Kitapçı sahibi , zayıf mı zayıf bir oğlan. Şu Gossip Girl'deki çocuk. O kadar sıska ki hala 19-20 yaş diyebiliriz. (32 yaşındaymış)

Oğlumuz anasız babasız büyüyor. Kitapçının sahibi olan adam tarafından evlat ediniliyor. Sonrası çile bülbülüm çile. Bodrum kattaki hücrede geçen saatler, yıllar. Joe yani esas oğlan dengeyi kaybediyor elbette. Adamı bir şekilde ortadan kaldırıp dükkanın başına geçiyor. Sıkı bir okur. Neredeyse tüm yazarları biliyor, alıntılar yapıyor . (Çok tatlı o anlarda)

Bir gün dükkana Beck giriyor. Çok yapmacık, surat bir garip, yüzeysel bir tip. Son ana kadar kıza gıcığım geçmedi. Joe kıza hemen tutuluyor. Taktığı bileziklerden vs bir sürü analiz yapıyor. Bir şekilde numarasını alıyor ve sosyal medya hesaplarından kızın tüm gelmişini geçmişini duygusal haritasını FBI 'ın profil uzmanlarına taş çıkartacak kadar profesyonelce anlayıveriyor.

On bölüm boyunca Beck'in zengin ama öküz sevgilisinin, boş- beleş- haset kız arkadaşlarının bir sürü gereksiz öyküsünü seyrediyoruz. Joe hep bir adım önde. Kız hep geri zekalı.

Finali harika bağlamışlardı. Amerigalılar bu işi biliyor. Aferin dedim. Mavi sakal filan her ayrıntı müthişti. Aradaki 3-4 bölüm sanki gereksiz uzatılmıştı. Tesadüfler ve Joe'nun her olaydan tereyağından kıl çeker gibi sıyrılması saçmaydı.

Ama ikinci sezonu da izlenir.

Etiketler: