Önce Organize İşler Sazan Sarmalı , Sonra Aile Arasında


Organize İşler'in Netflix'de yayınlanması konusunda olumlu / olumsuz bir fikrim yok. En pahalısı 20 lira 
olan bir bilet alıp sinemada izlemiş olsaydım kendimi kötü hissetmezdim. Sanattır, sanatçıdır tartışabiliriz 
ama varsın 20 liram kahveye değil sinemaya gitsin. Filtreyi de evde yapıp içelim.  Kaldı ki çok beğendim 
ve sinemada da izlemek istiyorum. Ayrıca Yılmaz Erdoğan geri zekalı mı ki kar etmeyeceği bir iş 
yapmış olsun? Demek ki netflix iyi para verdi, zaten sinemaya gitmek cezalandırılacak bir şeymiş gibi mısırı, içeceği hava alanı fiyatlarına satmalarına çok gıcığım. Oh olsun.. 

Yılmaz Erdoğan'ın kim olduğuna biraz bakayım dedim. Ağzım açık kaldı. Henüz 51 yaşında olan 
bu adam ne çok çalışmış, ne işler yapmış. Belçim Bilgin'le 2018 de boşanmışlar bu arada. 

Organize İşler 2 en az birinci film kadar başarılı. İlk filmde Cem Yılmaz göz doldurmuştu, bunda 
Kıvanç Tatlıtuğ oyunculuk çıtasını arşa yükseltmiş! Küçük çaplı bir mafya babası rolünde 
Kıvanç'a bayıldım. Odasındaki detaylar (doldurulmuş hayvan,tıka basa dolu ofis ortamı vb), konuşması
duruşu, kafa yapıcılardan kızarmış gözleri ile adam döktürmüş! 

Asım Noyan'ın mekanı, Türkan Şoray'lı- klasik arabalı balkonu, ekibi çok çok hoş. 
Filmde sırıtan tek bir şey yok. 

Ata Demirer'in kısacık rolü efsane olmuş. O konuşmayı kim yazmışsa ellerine sağlık. 
Adam tam bir kafa ütüleyici mi dediler hatırlayamıyorum ama müthişti. 



Ve İstanbul...İstanbul yine baş rolde. İzle izle hayran ol. Yılmaz Erdoğan bu şehri 
çok seviyor olmalı :)

Hoşuma gitmeyen tek şey dolandırılan tombul gencin babasının, oğlu için kullandığı 
kaba, çirkin ifadeler oldu. Bir de Sazan Sarmalı gereksiz bir ayrıntı isim için. Çakallarla Dans
gibi geyik, boş-beleş gürültü mizahı var düşüncesi uyandırmıştı bende. Sadece 
Organize İşler 2 yeterliymiş. 

Türk sinemasında oldukça kaliteli işler yapılıyor. Bu filmi izleyin bence.



 

Çocuklar erken uyuyunca pek övülen Aile Arasında'yı da izledim. 

Bir kere Engin Günaydın, Demet Evgar, Şarkıcı Behiye, kuaför kız Devrim, Adanalı 
anne Mükerrem on numara karakterler. Oyunculukların çok iyi olması kadar Gülse'nin 
yazdığı karakterlerin eksiksizliği de alkışı hak ediyor. 

Demet Evgar'ın yani Solmaz'ın evi çok güzeldi. Ahşap, iki ya da üç katlı eski bir İstanbul evi.
Bahçe. Balkonda içilen çaylar, her fırsatta içilen çaylar, bir masa etrafında neşeyle, kahkahayla
yenen yemekler, elinde poşetlerle gelip '' Çok güzel lor peyniri buldum. Size de aldım'' diyen 
adam. Güzel ayrıntılardı. 

Gerçek hayatında da trans bir birey olan Ayta Sözeri çok parlamış bu filmde. Çok yakışmış role. 

En uyuz rol ve oyunculuk Gülse Birsel'indi. Avrupa Yakası ve Yalan Dünya'da kendisini oynayan
medar-ı iftiharımız niçin Jet Sosyete ve bu filmde böyle tuhaf bir ses tonu ve diksiyonu olan 
karakterler oynuyor anlayamadım. Acayip sırıtıyor. Çok karikatürize ediyor rolü. O sebepten
Jet sosyete izleyemiyorum, o dişler, konuşmalar sinir bozucu. Malesef bu filmde de öyle. 

Bir de sonunda verilen mesaj ne güzeldi. Aile kurmak kolay mı diye bağıran 
Engin Günaydın ne kadar doğru söyledi. Kolay mı aile kurmak, aile olmak? 

Etiketler: