Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim?

Sınavda değil ama ilk araba kullanmaya başladığımda dua bile edemeyecek kadar şok yaşadığımı iyi biliyorum

Kahve arkadaşımız pek güzel çene çalma yazısı yazmış, araba kullanmayı öğrenmeye çalışıyormuş. Okuyunca kendi şoförlük sürecimi anlatasım geldi :)

Şimdi, efendim, öncelikle araba kullanmak zorunda olduğumu 31 yaşımda, eşim başka şehre tayin olup gidince fark ettim ! 1-2 tonluk motorlu bir aracı sürmek fikri beni dehşete düşürüyordu. Babamın arabası yoktu biz büyürken, Ankara'da, İstanbul'da bir iş çıkınca (Hastane, havaalanı vb) eş-dosttan istenir, verdi vermedi diye küsülür ya da sevinilirdi. Neyse, ehliyeti 21 yaşında can sıkıntısından daraldığım bir yaz tatilinde, eniştemin torpiliyle aldım. Kursa gittim, sınavdan 98 mi 95 mi rekor bir puan aldım. 2001 yılında dağıtılan cevap formu iki A4 boyutundaydı, doğru cevabı işaretleyeceğimiz kareler kocamandı. Sınava giren bir çok kişi ilk kez sınav formu dolduruyordu vs.

Ehliyet on yıl bekledi çekmece diplerinde. 2003 yılında annemlerin yaşadığı şehrin bir köyüne ilk tayinim olduğunda (Gümüşpınar) bir araba alıp, mis gibi evden gidip gelmek varken , biraz acemilikten, biraz yalnızlığa düşkünlüğümden lojmanda kalmaya ve toplu taşıma kullanmaya devam ettim.

Evlendik, ilk arabamızı aldık, bir heves sürmeye kalkıştım. Kastamonu'dayız. İlk denemede eşim el frenini indirmediğimi, hangisi gaz hangisi fren bilmediğimi anlayınca şok geçirdi. Onun hayal kırıklığı beni pek utandırdı ve hemen indim şoför koltuğundan. Yine de hırs yapmış olmalıyım ki bir-iki kez tek başıma çıktığımı hatırlıyorum çünkü yağmur başlamıştı ve silecekleri bir türlü çalıştıramamıştım. Sağa çekip beklemiştim ve eşimi aramıştım.

İstanbul'a taşındık, oğlum doğdu. Eşim mecburi için başka bir şehre gitti ve ben birkaç gün taksi ile gidip geldikten sonra (sabah çocuktan bir türlü ayrılamıyor, akşam da eve çabucak dönmek istediğimden otobüse binemiyordum) , kapının önünde duran arabayı sürmek zorunda olduğumu anladım. Öncesinde gelecek günleri öngörerek bir bayan hocadan 5-10 saat sürüş dersi aldığımı hatırlıyorum. Şükürler olsun.

Kendi arabamla ilk işe gidişimi anımsayamıyorum ama gittiğim yer Çapa tıp fakültesi. İstanbul'un en yoğun trafikli, daracık sokaklı ve hiç park yeri bulunmayan bir bölgesi. Nasıl bir cesaretse temel bilimlerin otoparkına park ettim ilk gün. Akşam çıkarken yanımdaki cipe boydan boya sürtünerek mi çıktım, arkadan mı çarptım emin değilim ama halk sağlığı profesörlerinden birinin arabasıymış ve odasına gidip özür üstüne özür dilediğimi iyi biliyorum. Gene insaflı kadınmış ki para mara istemediydi.

İlk 15 günde 3 kilo verdim. Yemeden içmeden kesildim. Gastritimin o zamanlarda başladığını zannediyorum. 15 günden sonra yavaş yavaş stresim azaldı. Parka etmeyi öğrendim . Evin sokağına geldiğimde tekstilci esnaf dışarı çıkıyordu yardım etmek için. İlk geri gidiş derslerini, arkaya bakarken direksiyonu ne tarafa çevirirsem arabanın arkasının o tarafa döndüğünü vs onlardan öğrendim. Yani çok çok zor oldu şoförlük işini kıvırmam.

Kocaman bir metal yığının idaresini üstlenmekten hiçbir zaman hoşlanmadım. Hala, on yıl sonrasında bile kimsenin arabasını kullanamam. . Ne sinyalini ne sileceğini bulabilirim gibi geliyor. Hiç de denemedim. Ne annemlerde ne kayınvalidemlerde kapıda onca araba dururken kullanmaya kalkmadım. Babamın arabasına dokunmadım bile. Bilmediğim bir şehirde araba kullanma fikrinden dehşete düşerim. Zorda kalmadıkça eşim varken araba sürmem. Şoförün işine asla karışmam ve arabamdakilerin bana iyi niyetle de olsa müdahale etmesinden nefret ederim. Ama kendi kendimeysem, arabama bindiğimde çok rahat ve çok mutluyum hele şu GPS işi çıktı çıkalı her yere gidebilirim gibi geliyor.

Bu işi bu kadar zorlanarak yapmış biri olarak size ne tavsiye ederim sevgili şoför adayları?

1. Asla ve asla kocanızdan şoförlük öğrenmeye kalkmayın.

2. Temel bilgileri yani arabayı nasıl çalıştırıyorum, silecekler- sinyaller nerde, aynalar nasıl ayarlanıyor vb öğrendikten sonra (gerekirse kocadan veya youtube'dan) aynı güzergahta defalarca gidip gelmek ilk günler için iyi fikir. Işıkları, kavşakları öğrenmiş oluyor ve telaşlanmıyorsunuz.

3. Bir bayan arkadaşla boş alanlarda park pratiği yapmak faydalı.

4. Oturur oturmaz ilk iş kemer takmak ve aynaları ayarlamak. Sürüş esnasında aynalara mutlaka bakmak (Hala yan aynaları çok kullanmıyorum)



5. Yer varsa, park için arabanın önüyle değil, ileri gidip, geri geri gelerek park etmeye çalışın, kesinlikle daha kolay oluyor. Park edemediğinizde ya da otoparktan çıkamadığınızda mülayim görünüşlü, orta yaşlı beylerden yardım isteyin, çekinmeyin.

6. Yavaş gidin, acemi olduğunuzu belli edin, dörtlüleri yakın ! Kornalara aldırmayın. Tüm mesele ilk bir haftayı atlatmakta.

7. Ufak tefek kazalar, çizikler, çarpmalar olacak , dert etmeyin.

8. Geç kalmayın, çocuktan önce öğrenmek çok daha kolaydır eminim.

Sonrası çok güzel, çok kolay. Acayip bir özgürlük. Son ses müzik eşliğinde kah şarkı söyleyerek kah hafiften omuz titreterek yapılan uzun-kısa yolculuklar..''Vay be, nasıl başardım''hissi..

Kolay gelsin acemi arkadaşlar, olacak merak etmeyin.

Etiketler: